Lübnan Başbakanı Hariri, Suudi Arabistan'ın başkenti Riyad'da, istifa ettiğini açıkladı. Açıklamasında, "İran nereye müdahil olduysa, orda yıkım ve kaostan başka bir şey kalmadı" diyerek ülkesini ve Yemen gibi diğer Arap ülkelerini işaret etti.
Hariri, "İran'ın bölgeye uzanan elleri kesilecektir" diyerek açıklamayı neden Riyad'da yaptığını belli etti. 2005'te, Lübnan Sünnilerini etrafında birleştiren Başbakan olan babasının bir suikastla öldürülmesini ima ederek, kendisine yönelik suikast planlarından da haberinin olduğunu söyledi. "Lübnan Başbakanı, S. Arabistan'da, İran'ı suçlayarak istifa etti" cümlesi aslında son on yılda bölgede gerçekleştirilen dizayn çalışmalarının parçalayıcılığının da bir özetiydi.
İstifa açıklamasının gecesi ise, S. Arabistan'da köklü değişiklikler gerçekleştirildi. Kraliyet Muhafızları Bakanı, Deniz Kuvvetleri Komutanı, Ekonomi ve Planlama bakanları değiştirildi. Dahası, Veliaht Prens Muhammed bin Selman başkanlığında, gece vakti kurulan "Yolsuzluk ile Mücadele Komisyonu"nun, içlerinde bakanların ve eski bakanların da olduğu, 11 Prens'i içeren 30'dan fazla kişiyi gözaltına aldırdığı haberi Suud'un Al-Arabiya'sında yer aldı. Komisyonun gözaltına alma, tutuklama, malvarlığına el koyma ve "gerekli diğer işlemleri yapmakla" yetkilendirildiği açıklandı. VIP ve özel uçuşların yasaklandığı ülkeden kaçışların önünün kesildiği de belirtildi.
S. Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, İsrail ve Pentagon'un bir sonraki yürüyeceği hedefin İran olduğu görünse de, bu eksenin aslında Katar ve Türkiye'yi de hedef alacağı açık. İngiltere- Çin arasındaki İpekyolu yakınlaşması, Rusya'nın jeo-politik hedeflerini gerçekleştirme, Türkiye'nin toprak bütünlüğünü koruyarak güçlenme, Katar'ın 'uydu devlet' olmadan büyüme amaçları örtüşüyor.