FETÖ ile mücadele o kadar girift bir mesele ki, kamuoyu farkındalığını diri tutarken, odağı esas aktörlerden kaydırmamak azami dikkat gerektiriyor.
Konyaspor Başkanı Ahmet Şan'ın ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilip, eviyle işyeri araması yapıldıktan sonra serbest bırakılması tartışmasında da odak kayması yaşıyoruz. FETÖ karşıtı sağlam sicili ortada olan gazeteci Nedim Şener'in "Pensilkonya" yazısı, tüm Konyalıları kast etmediğini belirtmesine rağmen başlıkta şehrin hedef gösterilmesi sebebiyle bir odak kayması yaşanmasına sebep oldu.
Mevzu Konya ili ve halkı değildir, olamaz. Mevzu Konya'daki üst düzey bazı isimlerin akrabalık ve iş bağlantıları üzerinden nüfuzlarını kullanıp, birbirlerine iltimas sağlaması iddiasıdır. Ki görünen köy kılavuz istemez, bu iddiayı güçlendirecek de çok fazla veri mevcuttur.
Nitekim Nedim Şener'e, "Bir yerde para varsa, orada FETÖ'cü vardır. Bir yerde bir FETÖ'cü varsa arkada en az üç FETÖ'cü daha vardır.
Bir FETÖ'cü bir yerden acilen alınıp yerine birisi atanıyorsa, atanan da FETÖ'cüdür" tespitini iletenin de yine Konyalı bir üst düzey bürokrat olması, şehrin büyük çoğunluğunun bu ilişki ağından rahatsızlığını da gözler önüne sermektedir.
15 Temmuz gecesi, FETÖ'cülere direnişi ortada olan Konya halkının güvenli evlerde saklananlar tarafından savunulmaya ihtiyacı yoktur.
Referandumda yarım ağızla bile "Evet" diye haykıramayanların, %73 ile referandumda en yüksek evet çıkan illerin başında gelen Konya'ya kalkan olması düşünülemez. Konya ilimiz ve halkı azizdir. Umarız ki yargı görevini eksiksiz yerine getirir ve ak şehrin üzerine kara bulut gibi çöken bu ağ da en kısa zamanda temizlenir.