Ürdün'le ilişkilerimizin geliştirilmesi, Türkiye'nin Körfez'deki etkinliği açısından önem taşıyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan Ürdün'e yaptığı resmi ziyaretten dönüşünde uçakta gazetecilere Amman temaslarını ve gündemdeki konuları değerlendirdi. İşte Erdoğan'ın anlattıkları:
Bu ziyaretimiz, bölgenin hassas olduğu, bir dönemde gerçekleşti. Kudüs'teki Harem-i Şerif'in tarihsel olarak koruyucusu durumunda Kral Abdullah. Harem-i Şerif konusundaki ortak hassasiyetimiz, gelecekte de sürecek.
Ürdün, FETÖ ile mücadelede hiç tereddüt etmedi. Hemen FETÖ'yü oradan dışarı attı. Kral 2'nci Abdullah'la eylülde Birleşmiş Milletler'de de tekrar bir arada olacağız.
Ziyarette Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğünü korumanın önemi üzerinde hassasiyetle durduk. Körfez krizinin, müzakere yoluyla çözülmesi gerektiği hususunda da hemfikiriz. Kendileri de Katar dahil ilgili taraflarla görüşmelerini devam ettiriyor.
Filistin'de El Fetih- Hamas birliğinin sağlanması için bizim gibi Ürdün de ciddi gayret içinde.
Suriye'de Afrin, aslında PYD'nin şu anda Akdeniz'e açılma projesidir. Türkiye olarak Akdeniz'e açılacak bir terör koridoruna müsaade etmeyiz. Bedeli ne olursa olsun, gereken müdahaleyi yaparız. Orada terörle arasına mesafe koyan, bizimle beraber hareket eden Kürt kardeşlerimiz de var. Bizlerle beraber hareket edebilecek aşiretler var. İdlib konusunda da görüşmelerimiz, müzakerelerimiz devam ediyor. Kararlılığımız da planlarımız da belirlendiği şekilde yürüyor. Detayına, teferruatına girmeyeceğim.
(Almanya ile kriz konusunda) Bu kadar saldırıyorlarsa, demek ki iyi şeyler yapıyoruz. Bizler iyi şeyler yaparak inşallah iyi neticeler alacağız. Almanya'da seçime kadar bu şekilde giderler. Seçimden sonra ya Türkiye ile yine güzel işler yapmanın yolunu ararlar ya da 2019'u beklemeye koyulurlar.
(AB ile ilişkiler) Gümrük Birliği noktasında, Almanya diğer Avrupa ülkeleri yeniden bu sürecin devamı için adım atmadıkları takdirde, kaybedeceğimiz bir şey yok. Biz yolumuza aynı şekilde devam ederiz. Geri kabul konusunda üzerimize düşeni yaptık, ama AB taahhütlerini yerine getirmedi. AB, vize serbestisi konusundaki sözünü hala tutmadı. Şu anda onların adım atması lazım. Diğer yandan mülteciler konusunda vaat ettikleri ödemeyi tamamlamış değiller. Ne yazık ki AB üyesi ülkelerin bazıları Türkiye konusunda düzgün davranmıyor. Ama önemli değil. Önemli olan, Türkiye'nin dimdik ayakta, sağlam durmayı başarmasıdır. İyi yoldayız, daha iyi olacağız. Sağlam durmak lazım. Kılıçdaroğlu gibi durmamak lazım; onlar zaten Türkiye'nin aleyhine çalışıyor, kimlerle ortak hareket ettiği belli.
(AK Parti'deki yenilenme süreci) Şu anda bütün belde kongrelerini bitirdik. Atamalarımızı yaptık. İlçelerde bazı yenilemeler, üzerinde çalışıyoruz. 2019 seçimlerinde sonuçlarını göreceğiz. Arkadaşlarıma hep söylüyorum: Yalan yanlışa, suistimallere, yolsuzluklara, şunlara bunlara karışmış kişiler asla olmayacak. Bunları bulup ayıklayacaksınız.