FETÖ'nün 17-25 Aralık operasyonunun savcıları Zekeriya Öz ve Celal Kara Almanya'da yaşıyorlar. Hatta Akşam'ın haberine göre kaldıkları villadan görüntü almalarını engelleyen bizzat Alman istihbarat servisi BND'nin ajanları tarafından korunuyorlar.
Hatırlarsınız Celal Kara, 17 Aralık sonrasındaki röportajını, o zaman sadece Cumhuriyet yazarı olan Can Dündar'a verip Erdoğan'ın yargılanacağını "müjdelemişti." Cumhuriyet, FETÖ'nün operasyon üssü haline gelince de Genel Yayın Yönetmenliği koltuğuna oturan Dündar, MİT TIR'larının DEAŞ'a silah taşıdığı yalan haberini yaptı. Dündar da şu anda Almanya'da sığınma hakkı kazanmış durumda ve Alman Cumhurbaşkanı başta olmak üzere kendisini "onurlandırmayan" devlet yetkilisi kalmadı.
Darbeden sonra, FETÖ'cü askerlerin en yoğun kaçtığı ülke de Almanya oldu.
PKK'nın 'Avrupa'daki Kandil'i de yine Almanya oldu. Terör örgütünün istediği gibi örgütlendiği, haraç kestiği, PKK paçavralarıyla yürüyüş düzenlediği Almanya, referandum sürecinde Türk bakanların konuşma yapmasına bile izin vermemişti. Sene başında, Diyanet İşleri Türk İslam Birliği görevlisi dört imamımızın evlerini basarak, onları casuslukla suçlayan da Almanya olmuştu.
Dün Alman Dışişleri Bakanı Gabriel, "Türkiye'ye çok sabır gösterdik" derken aklımızla alay ediyor olmalı. Gabriel'in Türkiye demokrasisine duyduğu saygıyı, geçtiğimiz nisanda "Erdoğan'a muhalif sanatçı ve gazetecilere seyahat kolaylığı sağlayalım" demesinden, sonra da hızını alamayıp "Hayır oyu verenlere vize muafiyeti getirelim" önerisini sunmasından biliyoruz. "Avrupa Birliği'nin dağılması muhtemel" diyen Gabriel'in, yıllardır sürüncemede bıraktıkları AB'ye üyelik sürecimizle bizi tehdit etmesi de oldukça gülünç. Ekonomisi düşüşe geçen Avrupa ekonomisinin, Türkiye'nin içişlerine karışamadıkları için Gümrük Birliği Anlaşması'nın modernize edilmesine karşı çıkmalarının sonunu getirirlerse, AB'yi daha da güçlendireceğini mi sanıyor dersiniz?
"Gelecekte Türkiye ile iyi ilişkiler kurmak istiyoruz ama tango iki kişiliktir" diyen Gabriel'e, tangonun gerçekten iki kişilik olduğunu ve Türkiye'nin yeni dans etmeye başladığını söylemek gerekir.