22 Nisan 2014: "Hendekle değil, halkların birlikteliği ile çözüm sağlanmalıdır. Hendek kazılarak bir halkın, bir sistemin güvenliği sağlanamaz."
22 Aralık 2015: "Bugün Kürtlerin küçümsediğiniz barikat, hendek dediğiniz şey darbeye karşı direniştir."
14 Nisan 2016: "Özerklik ilanıyla bir yere varılamaz. Hendek savaşları kamu güvenliğini tehdit etti ve şiddeti tırmandırdı."
Üç açıklama da HDP lideri Selahattin Demirtaş'a ait. Şayet HDP, en başından beri hendek terörüne karşı durabilseydi ve HDP'ye oy verenlerde canını ve malını vermesini de isteyen PKK'ya karşı siyaseti savunabilseydi, bugün bu noktada olmayabilirdik. Ama olmadı.
Demirtaş, kâh "hafif silahlı üç-beş genç" diyerek kâh "ne yapsın gençler, başka yol mu bıraktınız?" diyerek kâh hendek terörünün estirildiği yerlere halkı yürütmeye çalışarak PKK'nın hendek terörüne hizmet etti.
O yüzden ABD Büyükelçisi John Bass'in PKK'yı silah bırakmaya çağırmasının ardından gelen çok çok geç kalmış bu çıkışın bir anlamı da karşılığı da yok. 300 bin Kürt, ellerinde poşetler, sırtlarında çocuklarıyla yurtlarını bırakmak zorunda kaldı. Bu, tam da sizin bencil ve açgözlü toprak kazanma hayalleriniz yüzünden oldu ve siz ya Meclis'teki rahat koltuklarınızdan ya da Diclekent'teki sıcak evlerinizden bu zulmü alkışlamak dışında bir iş yapmadınız. Hendek terörünün sorumlularından biri de sizsiniz ve öyle kalacaksınız.