Devlet Bahçeli, 7 Haziran gecesi, seçim sonuçları belli olur olmaz, kameraların karşısına geçip bir açıklama yaptı. Açıklama şöyle bitiyordu:
"AKP-CHP-HDP'yi esas alacaksanız, 469 geniş tabanlı bir koalisyon olur. Böyle bir yapılanma içerisinde Milliyetçi Hareket Partisi şerefi ve haysiyeti ile çok güzel bir ana muhalefet görevini de üstlenmeye hazırdır. Bunların hiçbirisinden sonuç alınamıyorsa, en erken seçim ne zaman olacaksa o zaman da seçim olur."
Hiçbir şekilde koalisyonda yer almayacağını ilk günden ilan eden Bahçeli, 19 Haziran'da, erken seçim için tarih bile vermişti:
"15 Kasım uygundur. Türkiye'yi bir başka darboğaza sokmaya gerek yok. En makülü erken seçimdir."
PKK saldırılarının başlamasından iki gün sonra, ülkenin içinden geçtiği kriz ortamına aldırmadan Bahçeli, Kırıkkkale'de yaptığı konuşmasında "Erken seçimden korkmuyoruz. Her an seçim olacakmış gibi Kırıkkale'den bugün startı veriyoruz" dedi. Şehitlerin geldiği dönemde erken seçim startı veren tek lider Bahçeli'ydi.
Fakat ne olduysa iki hafta içinde, erken seçim çalışmalarına başlayan Bahçeli gitti, erken seçimi 'zehir', kendisi kapıları ilk gece kapatmış olmasına rağmen koalisyon yapmayanları da 'siyasi çıkarcılık'la suçlayan bir Bahçeli geldi.
Gelinen noktada, 1,5 ay içinde hem koalisyon kurmaya, hem CHP ile koalisyonda başbakan olmaya, hem erken seçime hem seçim hükümetine hem de azınlık hükümetine karşı çıkan bir MHP var.
Mahmut Övür'ün yazdığına göre MHP'nin yeni planı şu:
"AK Parti'nin daha doğrusu Cumhurbaşkanı'nın ülkeyi seçime götüren olmasını sağlamak. Bu durumda bir seçim hükümeti zorunlu olacak ve MHP, bu seçim hükümetine katılmayacak.
Böylece MHP, AK Parti-CHP ve HDP'nin kuracağı ortak hükümete karşı etkili bir kampanya yürütecek. Böylece en başta söylediği "Biz ana muhalefet olmaya hazırız" sözünün gereği yerine gelmiş olacak. MHP de Cumhurbaşkanı ve AK Parti'yi, "HDP'yle hükümet oldunuz" diye suçlayacak, milliyetçilerin oyunu toplayacak. Koalisyon olursa da bunlar unutulacak."
Durum buysa, sırtını PKK'nın Suriye kolu YPG'ye yasladığını söyleyen Figen Yüksekdağ, "PKK sizi tükürüğüyle boğar" diyen Abdullah Zeydan, PKK'nın 'savaş mantığı'ndan bahseden Selahattin Demirtaş'ın olası bir seçim hükümetinde bakan olma ihtimali var. Bunun yolunu açan kişi de MHP lideri Bahçeli olarak tarihe geçecek, başkası değil.
Ne diyelim, Bahçeli'nin derdi PKK değil Erdoğan, vatan değil oy olmuş.