Bol yağışlı bir dönemden sonra sıcak günlere ulaştık. Dilerim bu yıl çiftçilerimiz bol bol ürün alır. Bereket iner. Başaklar bire on, bire bin verir.
Bu sıcak günlerde köyüne giden, şehirde kalan, dinlenmeye çekilen var. Herkes kendine göre bir plan yapıyor. İnşallah Rabbimiz herkese gönlüne göre muamele buyurur. Ben size tatilinizde bazı önerilerde bulunmak isterim. Bir köşede şöyle dursun:
1- Kur'an meali okuyalım:Tatilinizde her güne birkaç sahife Kur'an meali okuyun.
2- Mealin yanında tefsire de önem verelim: Kur'an'ı daha doğru ve iniş hedefine uygun anlamak için mutlaka tefsir okuyalım. Elmalılı Tefsiri, Sabuni Tefsiri ve diğer klasik tefsirler takip edilmeli.
Sadece mealle yetinilmemeli. İnen ayetlerin hangi hadise üzerine indiği, hangi ayetin daha önce geldiği gibi önemli ayrıntılar tefsirden öğrenilir.
3- Kur'an kıraatini ihmal etmeyelim: Kısa surelerden başlayarak orijinal haliyle Kur'an okunmalı, hatta ezberler yapılmalıdır.
4- Hz. Peygamber'in hayatını okuyalım: En doğru, şaibesiz, duru, temiz, edepli ve üslubu nezih kitaplardan Hz. Peygamber okunmalıdır. Peygamberimizin yüce şahsiyeti bu yolla tanınmış olur. Tartışılan, egosunu kitabına yansıtan, saygısız, büyük laf etmek için bin dereden su getiren kişilerin eserlerinden uzak durun. Güvenilir yayınevlerine bu husus için müracaat edilebilir.
5- Akaid kitabı okuyalım: İslam itikadını belirleyen temel esaslar güvenilir kaynaklardan okunmalıdır. Nesefi, Aliyyül Kari şerhi en kolay ulaşılacak eserlerdir. İmam Maturidi, İmam Eşari bu hususta güvenilir merkezlerdir. Bu iki büyük âlimin ve talebelerinin özelliği, boş ve faydasız şeylerden arındırılmış nezih, duru bir inanç atlasını önümüze sermeleridir.
6- Kaza namazı kılalım: Vakit var. Evde, köyde, tatilde, izinde vakit buldukça kılınamayan namazların kazası kılınmalı.
7- Dost ziyaretleri yapalım: Sırf Allah için bir dostu ziyarete gitmek sevaptır. Eski dostumuzu, anne-baba dostunu ziyaret edin. Dua edin, dua alın. Gönül kazanın.
8- Çocuklarımızla ilgilenelim: Evlatlarımız yanlış arkadaşlar edinmiş olabilirler. İnternet kötü niyetle de kullanılabiliyor, iyi niyetle de. Orada, uzaktan kurulan dostluklar bazen başa bela olabiliyor. Evlatlarınızı bu hususlarda hem uyarın hem de orada boşluk bırakmayın. Yanlış dostların yerini siz alın. Aile ortamından daha güvenilir bir ortam olamaz. Gençler bunu anlamayabilirler, tecrübesizler. Onları yönlendirin.
9- Kimsesiz yaşlıları ziyaret edelim: Vardır çevrenizde terk edilmiş, engelli, kimsesiz, yaşlı, sahipsiz kişiler. Onları bulun. Neye gücünüz yetiyorsa onlara el uzatın.
10- Hayvanlar için su koyalım: Hepimiz bunalıyoruz. Bol bol su içmeliyiz. İçiyoruz da. Ya hayvanlar?
Kedi, köpek ve diğerleri bazen bir damla su için kilometrelerce yürüyorlar. Dili sarkık size doğru yürüyen bir hayvan belki su peşindedir.
11- Geçmişi gözden geçirelim: Şairin dediği gibi, "Keşke gençlik bir gün dönseydi. Ben de zamanın bana neler yaşattığını anlatsaydım" çaresizliği içinde bir akıbete doğru yürüyoruz. Allah sonumuzu iyi etsin. Hayırlı, bereketli kılsın. Namerde muhtaç etmesin. Dünden ibret alalım. Yeni bir sayfa açalım. Belki daha iyi şeyler yaparız. Çoğumuz 3-4 dedemiz öncesini bilmiyoruz bile. Her şey bu kadar acımasız. 3 kuşak sonra biz de unutulacağız. Bunun farkında olup yaşayalım.
12- Tulul emelden vazgeçelim: Ne demek tulul emel? Tulul emel, bitmez tükenmez ihtiras demek. Ne yaparsan yap, sana yazılmışsa, yazılmayana varamazsın. Yazılmışsa, değiştiremezsin. Onun için iste, çalış, gayret et, çabala ve ama isyan etme. Bazı konularda durmayı bil.
Bunlardan sadece birini dahi yapsan iyidir. Allah yolumuzu açık etsin.
***
DİYANET'İN DİKKATİNE
İstanbul'da Sultanahmet Camii'nin minareleri arasındaki mahyada güzel sözler yazıyor. Bu büyük camilerde eskiden beri süregelen bir gelenektir. Ramazan ayında daha da dikkat çeker. Geçenlerde dolaşırken "Lailahe illallah Muhammeden resulullah" gibi çok güzel sözlerin yazıldığını gördüm. Elbette teşekkür ederiz. Fakat aklıma geleni de paylaşmak isterim. Burası turistlerin bol olduğu bir bölge. Bu turistlerin bir kısmı da Müslüman. Elbette büyük kısmı başka dinlere mensup. Bu nedenle oraya İngilizce ve başka dillerde "Allah birdir", "Hz. Muhammed son peygamber", "Cennet annelerin ayakları altındadır" gibi inancımızı ve hassasiyetimizi belirten sözler asılabilir. Özellikle "son peygamber" vurgusu daha isabetli olmaz mı? Bu bir teklif sadece.
KABİR AZABI SÜREKLİ MİDİR?
Müslümanların bir kısmı kabirde sürekli azapta, bir kısmı ise geçici azapta olacaktır. Bir diğer kısmı ise arkalarından verilen sadaka, dua gibi iyiliklerle rahata kavuşacaktır. "Cuma gününde ve ramazan ayında kâfirler dahil olmak üzere herkesten azabı geçici olarak kaldırılır" şeklinde görüşler varsa da pek kabul görmemiştir. Âlimlerin bir kısmına göre ise birinci sur (yani kâinatın sonuna gelmesi) ile ikinci sur (yani diriliş) arasında herhangi bir azap olmayacaktır. Yasin Suresi'nde (ayet 51-52) bu zaman aralığı anlatılmaktadır.
Peygamberimiz ile diğer peygamberlerin mucizeleri aynı mıdır?
Hz. Peygamber'in mucizelerini iki kategoride ele alabiliriz. Geçici mucizeler ve kalıcı mucizeler olmak üzere. Bilindiği gibi Peygamberimizin geçici mucizeleri yüzlercedir. Bu konuda ciltlerce eserler yazılmıştır. Diğer peygamberlerin mucizeleri de geçicidir, kalıcı değildir. Ölülerin bir süre için diriltilmesi, denizin yarılması, parlayan el, cinlere hâkimiyet, ateşin yakmaması da bu türden geçici mucizelerdir. Olmuş ve bitmiştir. Bugüne yansımamıştır. Ancak Peygamberimizin kalıcı mucizesi vardır ki o da Kur'an-ı Kerim'dir. Değişmeden, üzerinde oynanmadan elimizdedir ve kıyamete kadar devam edecektir. Hz. Peygamber'in en büyük mucizesi elbette budur.
Namaz kılma konusunda erkek ile kadın arasında ne fark vardır?
Kadın ve erkeğin namazdaki duruşları konusunda aralarında çok önemli fark yoktur. Olan farklar da farz veya vacip değil, sünnet sayılan hususlardadır. Yani bir kadın, erkek gibi namaz kılarsa tabii örtünme şartıyla namazı kabul olur. Ancak sünneti ve bazı adapları terk etmiş sayılır. Önemli bazı farkları belirteyim. Bunlar namazın bizzat farz veya vaciplerine müdahil olan hususlar değildir. Tekbirde kadın ellerini omuz hizasına kadar kaldırır. Sol elini göğsünün üzerine, sağ elini de onun üzerine koyar. Rükûda parmak uçlarını dizinin üzerine koyar, kavramaz. El parmaklarını aralamaz. Secdede uyluklarını karnına yapıştır, dirseğini kaldırmaz. Tahiyatta sol kalçası üzerine oturarak ayaklarını sağa doğru yatırır. Bu konuda bir ilmihal kitabından yararlanabilirsiniz.
Allah'ın isimleri ve bazı surelerle ilgili "Şu kadar okunursa şu olur" diye bilgiler duyuyorum. Bu doğru mudur?
Bazı sureler ve ayetlerin fazileti hakkında hadisler vardır. "Şöyle okunması iyi olur" tarzında Peygamberimizin yönlendirmeleri olmuştur. Bazı dualar hakkında da sabah-akşam okunmalı tarzında bilgiler vardır. Allah'ın yüce isimlerinin hangisinin hangi sıkıntılara çare olduğu hakkında ise âlimlerimizin tecrübeye dayanan bilgilerini bulabilirsiniz.
Babam alkollüyken bize beddua ediyor. Bu beddua tutar mı?
Babanıza karşı içki içiyor olsa bile saygılı olmanız gerekir. Ancak onu vazgeçirmek için zaman zaman ikaz edin. Alkollüyken size beddua etmesinin ise bir suçunuz olmadıktan sonra size zararı olmaz. Babalık hakkı önemlidir. Ama elbette babalar sorgulanmaz değillerdir. Herkesin yetkisi kadar sorumluluğu da vardır.
Hayatını kaybedenler şu anda cennet veya cehenneme girmişler midir?
Ölen kişiler kabir âleminde cennet veya cehenneme benzer bir hayat sürüyorlar. Peygamberimiz (SAV), "Mezar ya cennet bahçelerinden bir bahçeye veya cehennem çukurlarından bir çukura dönüşür" buyurmuştur. Ancak mahşerden (kıyametten) sonraki cennet ve cehennem anlamında bir hayat henüz başlamamıştır. Bununla beraber İslam itikat âlimlerine göre cennet ve cehennem şu anda vardır, yaratılmıştır ama dolu değildir.
BİR AYET
"Eğer şükreder ve iman ederseniz Allah size niye azap etsin ki? Allah şükrün karşılığını verendir. Hakkıyla bilendir." (Nisa, 147)
BİR HADİS
Dört özellik kimde bulunursa o kişi katışıksız münafıktır. Bir kişide bu huylardan biri bulunursa o huyundan vazgeçinceye kadar onda münafıklığın özelliklerinden biri bulunuyor demektir. O huylar şunlardır:
1- Kendisine bir şey emanet edilince hıyanet eder.
2- Konuşunca yalan söyler.
3- Bir akit yapınca sözünde durmaz.
4- Düşmanlık yapınca aşırı gider. (Buhari, Müslim)