Hz. Peygamber'in Medine'sinde Habeşlilerin sevinç, bayram günüdür. Kılıç-kalkan-mızrak ekibi gösteri yapıyor. Hz. Peygamber, mescitte -veya avlusunda- gösteri yapmalarına müsaade ediyor. Oynuyorlar, şarkılar mırıldanıyorlar. Hatta Hz. Peygamber'i öven cümleler serpiştiriyorlar.
Arada duvar olduğu için minyon yaradılışa sahip ve çok da uzun boylu olmayan Hz. Aişe bu manzarayı göremiyor. Hz. Peygamber, eşine şöyle diyor: "Hümeyra (eşine bir iltifat cümlesi "pembecik" diye tercüme edilebilir) oynayanları seyretmek ister misin?" Hz. Aişe "Evet" deyip şöyle devam ediyor: "Peygamberimiz kapıya doğru yanaştı. Hafif eğildi. Onun sırtından güç alıp yükseldim. Çenemi omzuna, yüzümü yanağına dayadım ve seyretmeye başladım. Allah'ın Peygamberi bana, 'Yeter mi. Seyrettiğin kâfi mi?' diye sordu. 'Hayır ey Allah'ın Peygamberi acele etme' dedim. Tekrar kalktı, ben de sırtına çıkmış halimdeyim. Biraz durdu, 'Yeter mi?' dedi. Tekrar 'Hayır, acele etme ey Allah'ın Peygamberi' dedim. Daha da durdum."
Hz. Aişe, "Hayır, daha dur" sözünü şöyle yorumluyor: "Peygamberimize dur derken gayem, kadınlara benim Hz. Peygamber'e, O'nun da bana olan yakınlık derecemi göstermek niyetim vardı." Belki kadınların kocalarına, kocaların eşlerine göstermeleri gereken yakınlığı kastediyor. Peygamberimiz, eşini bir anlamda sırtına alıyor. Yükseliyor, manzarayı görebilsin diye. Bazen "Aişe", bazen de iltifat ederek "Hümeyra" diyor. Övüyor, önemsiyor, değerli görüyor. Küçümsemeye müsaade etmiyor. Zira eşinizi küçümserseniz, kendinizi küçümsenir yaparsınız.
Aileler sevecen olmalı. Evlat, anne, baba, dede, nine birbirini tamamlamalı. Yabancıların bu düzeni bozmalarına müsaade edilmemeli.
Başkasının yanında eşinizi eleştirmeyin, üzmeyin. Babasına-annesine ağır söz söylemeyin. Belki gün gelir boşanma aşamasına gelirsiniz. Her şey olabilir. Ama beyefendiliğinizden, hanımefendiliğinizden bir şey kaybetmeyin. Unutmayın, kadın size ailesinden emanettir. Kadın ev sahibi, siz de evin misafiri gibisiniz.
Şöyle diyor Efendimiz: "Ben hayatım boyunca hiçbir kadına, kimseye el kaldırmadım. Kadınları dövmeyin. Onları emanet olarak aldınız. Kadınları dövenleriniz en şerli olanlarınızdır. Siz gündüz kadınlarınızı dövüyor, geceleri ise onların odalarını mı paylaşıyorsunuz? Bu nasıl bir anlayış?"
Hz. Peygamber'in bu mahiyette onlarca ikazı vardır. Kısa bir ömür yaşıyoruz. Bugün varız, yarın yok. Sakın kul hakkıyla, eşinizin hukukuyla ahirete yol almayın. Eşinizle her konuda helalleşin.
Eşinize şiddet uygulamış ve onun ahını almışsanız inanın, aranızdaki bu kul hakkı nedeniyle helalleşmeden cennete adım atamazsınız. Bu kadın ve kocanın ikisi için de geçerli ve son derece önemlidir.
***
AYETLERİ SATANLAR
Kur'an-ı Kerim, bile bile ayetleri inkâr edenleri, inanmadığı halde inanmış gibi görünenleri, Kur'an'ı alay konusu yapanları, kitabı arkasına atanları, "ayetleri inkâr edip satanlar" kategorisinde sayıyor. Dünya için ahireti satmak, Kur'an'ı görmezden gelmek ne çirkindir. Dilerseniz ayetlere bakalım: "Elinizdekini (Tevrat) tasdik edici olarak indirdiğime (Kur'an'a) iman edin. Sakın onu inkâr edenlerin ilki olmayın. Ayetlerimizi az bir karşılığa satmayın. Yalnız benden korkun. (Bakara, 41)
***
"Allah'ın indirdiği kitabın bir bölümünü gizleyenler ve onu az bir şey karşılığında satanlar yok mu, onlar karınlarına ateşten başka bir şey doldurmuyorlar. Onlar, doğru yol karşılığında sapkınlığı, mağfiret karşılığında azabı satın almış kimselerdir. Ateşe ne kadar da dayanıklılarmış. (Bakara, 174-175)***
Kur'an, hakikati bilmesine rağmen sırf dünya menfaati ve endişesi ile ayetleri reddedenleri, ayetlerin bir kısmını yok sayanları, ayetleri gizleyerek yanlış yapanları "ayetleri satanlar" kategorisine sokuyor.
***
ZİFAF GECESİ İÇİN ÖZEL BİR NAMAZ VAR MI?
Gerek Kur'an-ı Kerim gerekse sahih hadislerde böyle bir namazın emredildiğini bilmiyoruz. Böyle bir emir olmamakla beraber bir kişinin hayırlı olması dileğiyle veya şükretmek kastıyla zifaf (gerdek) gecesi namaz kılmasında herhangi bir dini engel yoktur. Halkımız arasında da şöyle bir gelenekten bahsetmek mümkündür: Şükür, hamd veya hayır getirmesi amacıyla damat veya gelinin zifaf gecesi iki, dört veya daha fazla rekat namaz kılması sakıncalı değildir. Nitekim sahabenin ileri gelenlerinden Ebu Zer el-Gıfari ve İbni Mes'ud'un gençlere zifaf öncesi namaz kılmalarını tavsiye ettiklerini biliyoruz. (İbn Ebu Şeybe, Musannef, 6/240)
Hz. Peygamber'in, kızı Hz. Fatıma ile Hz. Ali'yi zifafa göndermeden evvel evlerinde bereket niyetiyle dua ettiği hadis kaynaklarında yer almaktadır. Damat ile gelin, bereket veya şükür niyetiyle kılacakları namazı cemaatle kılabilecekleri gibi tek başlarına da kılabilirler.
Zifaf gecesi gelin ve damadın okuyacakları bir dua var mı?
Gelin ve damat, gerdek gecesi bereket ve hayırlı bir aile olmak niyetiyle dua ederler. Bildikleri herhangi bir duayı edebildikleri gibi şu duayı da yapabilirler: "Allah'ım. Bana ve eşime bu nikâhı bereketli kıl. Allah'ım, ikimize de karşılıklı rızık ve sevgi nasip eyle. Bizi her türlü şerden uzak tut." Şu ayeti de dua niyetiyle okuyabilirler: "Rabbimiz, eşlerimizden ve soyumuzdan bize göz aydınlığı nasip eyle. Ve bizi takva sahiplerine önderler yap." (Furkan, 74. ayet) Hz. İbrahim'in şu duası da okunabilir: "Rabbim, beni ve soyumdan gelecek olanları namazı devamlı kılanlardan eyle. Rabbimiz duamı kabul eyle." (İbrahim, 40. ayet) Bunların hiçbiri bilinmiyorsa dua niyetiyle euzu besmele çekilir, akabinde Fatiha, İhlas, Felak veya Nas surelerinden biri okunabilir. Neticede yüce Rabbimiz, kendisine uzanan ellerin hangi niyetle açıldığını bilmekte ve elbette ona göre muamele etmektedir.
Bir camide ikinci kez cuma namazı kılınır mı?
Kılınan cuma namazını bozacak, gereksiz hale getirecek bir eksiklik bulunursa cuma namazı aynı camide tekrar edilebilir. Ancak herhangi bir eksiklik veya sıkıntı yoksa bir camide ikinci kez cuma namazı kılmak uygun olmaz. Gerek yer darlığı gerekse başka meşru ve zaruri bir mazeretten dolayı cemaatin önemli bir kesimi cuma namazını kılamamışlarsa bu durumda aynı camide ikinci kez cuma namazı kılınabilir. Bu durumda imamın değiştirilmesi -cuma namazı için- gerekir. Farklı bir imamla cuma namazı kılınabilir. (İbn Kudame, Mugni, 2/277)
Binamızın altında mescit var. Cuma namazı kılabilir miyim?
Adını andığınız mescit, dışarıdan gelen bütün Müslümanlara açıksa ve o mescit için müftülükten izin alınmışsa orada cuma namazı kılmanızda hiçbir engel yoktur.
***
Bir ayet
"Mümin olarak, erkek veya kadın her kim salih ameller işlerse, işte onlar cennete girerler. Ve zerre kadar haksızlığa uğratılmazlar." (Nisa, 124)
Bir hadis
Hz. Peygamber (SAV) şöyle diyor: "Sizden biri kendisi için sevip arzu ettiği bir şeyi (mümin) kardeşi için de sevip arzu etmedikçe gerçek manada iman etmiş olamaz." (Buhari, Müslim, Nesai)
Çağımızın en belirgin hastalığıdır bencillik. Narsisizm, yani özseverlik hasta bir ruha işaret eder. Bunu aşmanın yolu paylaşımdır. İnsanı sevmektir. Hz. Peygamber bu hadisiyle bu hastalığı tedavi ediyor.
Allah'ın büyüklüğü
Biri sana "Seni seviyorum" derse mutlu olursun. Gece uykunda bile aklına gelir. Milyarlarca insan, Allah'a "Seni seviyorum" diyor. Yaradan'ın büyüklüğünü görüyor musun?
Bir dua
Yükümüz ağır. Sen kolaylaştır Allah'ım!
Biz bilmiyoruz. Sen öğret Allah'ım!
Biz unutkanız. Sen bize hatırlat Allah'ım!
Biz noksanız. Sen bizi tamamla Allah'ım!
Biz istiyoruz. Sen bizi nimetlendir Allah'ım!
Biz sana sığınıyoruz. Sen bizi koru Allah'ım!
Biz hastayız. Sen bize şifa ver Allah'ım!
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz