Türkiye'nin en iyi haber sitesi
NİHAT HATİPOĞLU

İslam edepten ibarettir

Bir insanın tavır ve davranışlarında ölçülü olması, kötü ve çirkin işlerden uzak durması ve haddi aşmaması da hayâdır. Edep ve hayâ dinimizde öyle kıymetli bir yere sahiptir ki “İslam edepten ibarettir” denilse yanlış olmaz

"Hayânın hepsi hayırdır." (Müslim, İman) Hayâ; utanma duygusu, ayıplanan bir şeyin korkusuyla insanda meydana gelen mahcubiyet hissidir. Bir insanın tavır ve davranışlarında ölçülü olması, kötü ve çirkin işlerden uzak durması ve haddi aşmaması da hayâdır. Bu konuyla ilgili Hz. Peygamber (sav): "Hayâ imandandır" (Buhari, İman) buyurmuşlar, Allah'tan hakkıyla hayâ etmemizi (Tirmizi) emretmişlerdir.
Hayânın en üst mertebesi şüphesiz Allah'tan hayâ etmektir. Her an Allah'ın huzurunda bulunduğunu idrak eden Müslüman, dolayısıyla hoş olmayan davranışlardan kendini uzak tutar. Allah (cc), hayâ ve edep sahibi kullarını sevmekte ve Kur'ân-ı Kerim'de onları şöyle övmektedir:
"(Zekât ve sadakalarınızı), kendilerini Allah yoluna adadıkları için yeryüzünde kazanç peşinde dolaşmayan fakirlere verin! Bilmeyen kimseler, iffet ve hayâlarından dolayı onları zengin zanneder. Sen onları simalarından tanırsın. Çünkü yüzsüzlük ederek ısrarla insanlardan bir şey isteyemezler. Hiç şüphesiz ki Allah, yaptığınız her hayrı bilir." (Bakara, 273)
Ahlâklı bir toplum meydana getirme gayesinde olan Rahmet Peygamberi (sav), şüphesiz hayâ duygusunda da zirve idi. O'nun tertemiz hayâsını Ebu Said el-Hudri (ra) şöyle anlatıyor:
"Peygamber Efendimiz (sav), örtünme çağına girmiş bir genç kızdan daha hayâlı idi. Hoşlanmadığı bir şey gördüğünde bu durum, mübarek simalarından hemen anlaşılırdı." (Buhari, Münakıb)
Peygamber Efendimiz'in üstün ahlâkını hayatlarına örnek edinen güzide sahabeler arasında da hayâ duygusu çok yüksek olanlar vardı. Örneğin hayâ timsali olarak tanıdığımız Hz. Osman (ra), bir gün Hz. Peygamber'i ziyarete gitmişti. Uzanmış bir halde odasında dinlenen Efendimiz, daha önce Hz. Ebu Bekir ve Hz. Ömer'i odasına kabul etmiş, sonra Hz. Osman içeri girdiğinde derhal ayağa kalkmıştı. Aişe validemiz; "Ey Allah'ın Resûlu, Ebu Bekir ve Ömer'e göstermediğiniz saygıyı neden Osman'a gösterdiniz?" diye sorduğunda, Hz. Peygamber (sav) Aişe'ye: "Meleklerin bile hayâ ettiği kimseden ben nasıl hayâ etmeyeyim? Osman çok hayâlı bir insandır. Eğer aynı halde ona izin verseydim, hayâsından ötürü ihtiyacını bana tam ifade edemezdi" buyurdu. (Müslim)
Peygamberimiz'in yanında yetişen Enes bin Malik (ra) ise Efendimiz'in hayâsını şöyle ifade eder: "Nebiyy-i Ekrem Efendimiz, kesinlikle hakaret etmez, mübarek ağızlarından kaba bir söz çıkmaz ve lanet etmezdi. Birimize kızacak olduğunda sadece:
- "Allah iyiliğini versin, ona ne oluyor ki!..." derdi. (Buhari, Edeb) Edep ve hayâ dinimizde öyle kıymetli bir yere sahiptir ki; "İslam edepten ibarettir" denilse yanlış olmaz.
Hz. Ali (ra) edebi şöyle över:
"Kişinin edebi, zehebinden (altın ve gümüşünden) hayırlıdır."
Hak dostu Hz. Mevlana ise imanedep ilişkisine şöyle değinir:
"Aklım, kalbime; "İman nedir?" diye sordu. Kalbim ise aklıma; "İman edepten ibarettir" dedi.

BİR AYET
"HER nefis ölümü tadacaktır. Kıyamet günü yaptıklarınızın karşılığı mutlaka verilecektir. Kim ateşten kurtarılıp cennete sokulursa, o muhakkak kurtuluşa ermiştir. Zaten dünya hayatı aldatıcı bir metadan başka bir şey değildir." (Al-i İmran, 185)

BİR HADİS
"Allah'ım! Açlıktan sana sığınırım. Çünkü açlık, ne kötü bir arkadaştır. Hainlikten de sana sığınırım. Çünkü hainlik, ne kötü bir sırdaştır." (İbn Mâce, Etime, 53)

BİR SEVAP
Eve girerken ve yemek esnasında besmele çekmek
"Kişi evine döndüğünde, içeri girerken ve yemek yerken Allah'ın adını anarsa; şeytan avenesine; 'Burada size ne yatacak yer, ne de yiyecek bir şey var' der. Eve girerken besmele çekip yemek yerken çekmezse şeytan şöyle der; 'Yemeğe yetiştiniz fakat yatacak yeriniz yok' der. Ne girerken ne de yemek yerken besmele çekmezse şeytan şöyle der; 'Hem yatacak yere hem de yemeğe yetiştiniz' der."

SORU - CEVAP

1- Kadının namazlarını evinde kılması mı, cemaatle camide kılması mı daha sevaptır?
Hz. Peygamber (sav), kadınların mescide gelebileceklerini, ancak evdeki ibadetlerinin daha üstün olduğunu çeşitli vesilelerle dile getirmiş ve şöyle buyurmuştur: "Kadınların mescidlere gitmesine engel olmayın. Fakat evleri onlar için daha hayırlıdır."

2- Annem hasta, ayakta duramıyor. Sandalyede namaz kılabilir mi?
Rahatsızlığı sebebiyle ayaklarını kıbleye ve yana uzatarak da olsa oturamayan kişi, sandalyede oturup namaz kılabilir.

3- Koca, eşinin karnındaki çocuğu aldırmaya karısını zorlayabilir mi?
Eşler karşılıklı istekleriyle gebeliği önleyici tedbirlere başvurabilir. Gebelikten sonra kocanın cenini düşürmesi için eşini zorlaması caiz değildir. Hayati bir tehlike olmadıkça da kadının cenini düşürmesi, aldırması haramdır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA