Bazı ilahiyatçılar dini anlatıp insanlara sevdireceklerine, tartışma konusu olabilecek bazı mevzuları bulup gündeme taşıyıp tartıştırıyorlar.
Felsefi tahlillerle gençleri aslında hayatlarının hiçbir döneminde ilgilenmeyecekleri absürd mevzularla sınıyor, yıpratıyor ve şüpheye düşürüyorlar.
Tartıştırdıkları mevzular İslam'a bağlanmış bir Anadolu gencini hayatının hiçbir döneminde ilgilendirecek konular değildir. Ancak bir müddet sonra Kur'an dahil, hiçbir kutsal ve bağlayıcı metin kabul etmeyen kişilerin her şeyi sorguladığını ve dipsiz bir kuyuya doğru kaydıklarını görüyorsunuz. Gittiğim yerlerde gençlerdeki bu yıpranmayı, ümitsizliği, umutsuzluğu, kayıtsızlığı, inkarı görebiliyorum. Sayılarının azlığı bizi kandırmasın. Ülkemizde kötü algı, sosyal medya, moda, sorgulamadan peşi sıra rüzgara kaptıran mecralar haline geldiler.
İlahiyatçılar gençleri inançsızlığa ve kutsallara karşı gelmeye teşvik etmemeliler. Yaptıklarının neye mal olacağını hesap etmeliler. Gün gelir bu hal bumerang gibi onları vurur.
Dini sürekli sorgulatan kişilerin bir de lise ve dengi okullarda din öğreten kişiler olduğunu düşünün? Bu okullar İmam Hatip okulları veya diğer okullar olabilir.
Hiçbir önemi yok. Genç dimağları inançları konusunda tereddüde sokmaya hakkımız yok.
Kendine güvenen, inancına güvenen, Rabbine bağlı, peygamberini örnek olarak gören, ülkesini seven, aklı yerinde, şuurlu, ne istediğini bilen ülkesi için üreten gençler yerine sürekli zikzak içinde yaşayan, aklını vesvese ve tartışma zeminine odaklamış gençlerle nereye gidebiliriz.
Bazı meslektaşlarımız tarihimizdeki büyük alimleri, önderleri, tefsir, hadis, fıkıh ve kelam alimlerini tartışarak, tenkid ederek, aşağılayarak gençler için örnek alınacak model bırakmamaya kendilerini hedeflemişler gibi.
Boşta ve otoritesiz kalanların ne yapacakları belli. Kendilerine hastalıklı insanları örnek almaları işten bile değil.
Son olarak bazı gençlerin kafalarındaki bir ceviz kabuğunu doldurmayacak kurgu soruların sebebi hiçbir zaman din olmamıştır. Din çok açık, net ve doyurucudur.
Asırlardır olduğu gibi kıyamete değin olacağı gibi.
Problem dini konuları kendi hasta beynine ve vesveselerine paravan yapıp din üzerinden tartışma başlatan sözde hocalardadır.
Bunlar kendi hasta ve bulaşık fikirlerini genç, duru ve temiz dimağları kirletmek için kullanmaktadırlar.
İlahiyat camiasının büyük ekseri ise tertemiz bir hizmetin içindedirler. O kardeşlerime ise hatırlatmam şöyle olacak;
Halkın çocuğuna, kendi çocuğunuz gibi bir gelecek hazırlayın.
Onlara Kur'an'ı, Hz.
Peygamber (s.a.v.)'i, İslam'ı sevdirin.
Sürekli tenkid, sürekli sorgulama, sürekli suçlama, her şeyi itibarsızlaştırma nereye varacak?
BANA SADIK BİR SECDE GÖSTER
Habibi Acemi şöyle derdi: "Allah beni huzurunda durdursa ve bana, 'İçinde nefsinin veya şeytanın payının olmadığı tek bir secdeni göster seni cennete sokayım' derse, korkarım ki göstereceğim hiçbir secde bulamam."
MÜNAFIK GÖRMEK İSTEYEN BANA BAKSIN
Yunus Ubeyd "Münafık görmek isteyen bana baksın" derdi. Bu nasıl olur? Diye sordular. Şöyle dedi: "Ben iyilikleri sayıyorum. Bende bunların hiç birini göremiyorum. Ama kötü özellikleri sayıyorum. Tümünün bende olduğunu görüyorum. Kıyamet günü duyacağım utanç ve pişmanlıktan vay başıma olana."
Namazda kendini Allah'a vermeyen kişi "Ölçek ve tartıda hile yapanlara yazıklar olsun" ayetine muhatap olanlarla aynıdır. Selmanı Farisi böyle diyor.
Namaz da ölçekledir. Hakkını vermen aranır. Tam yaparsan tam. Eksik yaparsan eksik verilir.
BİR HADİS
Ebu Hureyre (r.a.) Peygamberimiz (s.a.v.)'in şöyle buyurduğunu rivayet ediyor: "Olgun mümin ahlakı en güzel olanıdır. Ahlak bakımından en iyi olanınız da aile fertlerine en iyi davranınızdır." (Ebu Davud, Sünnet, 14; Tirmizi, İman, 6)
BİR DUA
Peygamberimiz (s.a.v.) yatağından kalktığında şöyle buyururdu: Okunuşu: "Rebbiğfir ve'r-ham vehdi Li's-sebili'l Akvam." Anlamı: "Rabbim bağışla, merhamet et ve en doğru yola ilet."
BİR AYET
İnsanların içinde öylesi vardır ki herhangi bir bilgisi, rehberi veya aydınlatıcı kitabı olmaksızın Allah hakkında tartışmaya kalkar. (Hacc, 22/8)