Gündemde tartışılan bazı dini hususlar konusunda sıkça sorular soruyorsunuz. Aslında ben, gerek TV konuşmalarımda gerekse de soru cevaplarımda veya yazılarımda bu hususlara temas ediyorum.
Ancak konuşulan hususlarda; Kur'an, sahih hadisler, icma ve kıyas olarak nitelenen dini referansları esas alan Hz. Peygamber (s.a.v.) ve dört halife döneminin dini anlayışına en yakın olan ehli sünnetin görüşünü belirtirsek sorular kendinden cevap bulur.
Dilerseniz bu duruşu özetleyelim. Bu husustaki ayetlere temas etmeden.
1- Allah'ın bilgisi ve oluru olmadan yaprak yerinden oynayamaz. Allah'ın detayı, teferruatı bilmediğini iddia etmek imandan çıkaran bir hatadır. Yüce Rabbi cehaletle sıfatlandırmak anlamına gelir.
2- Yüce Allah için bir şekil düşünmek; Yüce Allah'ı sonradan olan cisimlere -mülakata- benzetmek anlamına gelir.
3- Peygamberleri veya peygamberlerden herhangi birini inkar eden dini inkar etmiş olur.
4- Peygamberimizin en büyük mucizesi Kur'an-ı Kerim'dir. Peygamberimizin bunun dışında yüzlerce hissi - gözle görülür, şahitli- mucizesi vardır.
5- Kur'an-ı Kerim'deki herhangi bir ayeti inkar etmek çağdışı saymak, tarihseldir diyerek uygulama dışı ilan Kur'an'ın tümünü inkar etmek anlamına gelir. Kur'an'ın her harfi Allah tarafından gönderilmiştir.
6- Hz. Adem topraktan yaratılmıştır. Yaradılışı meleklerin nurdan, cinlerin ateşten, Hz. İsa'nın baba olmadan yaratılmaları gibi olağanüstü bir kudretin tezahurudur. Hz. Adem'e baba sipariş etmek, Hz. İsa'ya baba aramak yanlıştır.
7- İnsanoğlu insandan türemiştir. Evrim'e, maymundan geldiğine inanan vahyi inkar etmiş olur.
8- Hz. Muhammed (s.a.v.)'in son peygamber olduğunu kabul etmeyen ebediyen kurtuluşa eremez.
9- Cinler hakikattir. Ateşin türevlerinden yaratılmıştır. Cini enerji veya başka şeye benzeten anlayışların dini hiçbir tutar tarafı yoktur.
10- Oruç, namaz ve benzeri ibadetler, bazı nüanslarla bütün dinlerde, inen bütün vahiylerde vardır. Tıpkı melek, cennet, cehennem, ölüm temalarının bütün dinlerde olduğu gibi. Bunun zıddı olsaydı ciddi bir problem olurdu.
11- Peygamberimize salat ve selam getirmek iman ehlinin işidir. Allah'ın emridir. Bunu hafife almak, bununla alay etmek sonu hüsran olan bir tefessuhun - kokuşmuşluğun- başlangıcıdır.
12- Yüce Allah'a; 'Allah baba' demek şirktir.
13- Miracı beden ve ruhla olan büyük bir yolculuk ve mucize olarak kabul ediyoruz. Mekke'den Kudüs'e kadar olan bölümü inkar eden dinden çıkar; Kudüsten göğe yükselişi inkar eden en hafif deyimiyle büyük günahkar olur.
14- Peygamberimizin hadisleri tedvin-tasnif gibi aşamalarda ele alınarak en sahihleri ortaya konmuştur. Zayıfı kavisinden, sahihi batılından ayrılmıştır. Bu konuda yüzlerce eser yazılmıştır. Hem ricali ele alan ve hem de mevzu sahihinden ayıran yüzlerce eser yazılmıştır.
15- Kabir azabı haktır. Berzah aleminde ruhlar yaşamaya devam eder.
16- Cennet, cehennem, kevser havuzu, adalet terazisi, sırat köprüsü haktır.
17- Kader haktır. Külli irade Allah'ın elindedir. Cüz'i irade kula aittir. Cüz'i iradeyi kul ister, Allah da yaratır.
18- Allah kötülükten razı olmaz. Allah iyilikten razı olur.
19- Tasavvuf İslam'ın ruhuna uygun olduktan sonra bid'at ve hurafeden uzak bir haliyle - islam'ın güzelliğidir. Zühd ve takvaya yönlendiren bir okul gibidir.
20- Mezhep imamları Kur'an ve Sünnet ölçüsü içinde ellerindeki naslarla, icma, kıyas gibi yöntemleri kullanarak içtihatta bulunmuş hayırlı insanlardır.
21- Hz. Peygamber (s.a.v.)'in eşleri Müslümanların anneleridir. Onlardan bahsederken iffetli ve ahlaklı davranmak gerekir. Onlara karşı en küçük tahfif ve saygısızlık Kur'an'a ve Hz. Peygamber'e saygısızlıktır.
Elbette meseleler sadece bunlar değildir. Ama bu hususlara dikkat edersek bariz hatalar işlemeyiz. Ama bu farklı dini cereyanların en büyük eksikliği ve hatası- Hz. Peygamber (s.a.v.)'in otoritesini tanımamalarıdır.