Hacc mevsiminde tasavvuf erbabından olan Bağdatlı Cüneyt Kabe'de tavaf ediyor. Kabe'nin etrafında dönüyor. Etrafında bir çok kişi var. Bunlardan biri Cüneyt'in önüne 500 altın koyar ve şöyle der; Bunu fakirlere dağıtın. Cüneyt adama sordu: Senin bu altınlardan başka paran var mı? Adam elbette var dedi. Cüneyt sordu: Peki senin daha çok paran olsun ister misin? Adam cevaben 'Evet isterim' dedi.
Bunu duyan Bağdatlı Cüneyt şu cevabı verdi: Sen bu altınları da al götür. Zira anladım ki senin bu altınlara bizden daha çok ihtiyacın var. Sen bizden daha fakirsin!
Aslında Cüneyt bu sözüyle doymayı bilmeyen aç gözlülüğümüze işaret etmek istedi. Sürekli kazanmak, yığmak ve daha da kazanmak isteriz. Makul bir ölçüde kazanmayı istemek, çalışmak, çabalamak elbette normaldir, olması gerekendir. Ama gelen varlığın helalden mi, haramdan mı geldiğine dikkat etmek zorundayız.