Yol doğru da olsa, yol arkadaşınız yanlışsa, maksuda eremezsiniz. Yolcu sadık olsa da yol arkadaşı hainse içten pazarlıklıysa dilediği sonucu elde edemez. Yol arkadaşı sıddık olmalı, vefalı, dürüst ve samimi olmalıdır. Gerektiğinde uyarıcı olmalı, gerektiğinde kendini feda etmelidir. İçten hesabı olmamalıdır. Hasbi olmalıdır. Dünyevi gaileleri önde olmamalı. Yol arkadaşından hiçbir şey gizlememelidir. Dosta yük olmamalı. Yükünü hafifletmelidir. Hz. Ebu Bekir gibi içten, tam bir sıddık olmalı. Hz. Ömer gibi, yanlış gördüğünü kulağa fısıldamalıdır. Ama bunu yaparken de Hz. Ömer kadar adil ve temiz olmalı. Hz. Osman gibi fedakar olmalı. Ebu Zerr (r.a.) gibi doğru sözlü, dürüst duruşlu olmalı. Hz. Bilal gibi emanete ehil olmalı. Hz. Vahşi kadar tövbekar olmalı. Hz. Ali kadar hilm ve ilim sahibi olmalı. Hz. Enes kadar sevgiyle dolmalı. Kısacası saadet asrından çıkmış ve gelmiş gibi Rabbani bir yol arkadaşı bulursan, sen yanlışta da olsan doğruya çıkarsın. Yok, yol arkadaşların menfaatçi, fırsatçı, vefasız, bencil ve sadrı kirliyse sen dürüst de olsan istediğin sadık ve doğru yola çıkamazsın.
MİRAÇ KANDİLİ GELDİ
Recep ayının 27'nci gecesi Miraç Kandili'dir. Sevgili Peygamberimiz (s.a.v.)'in Mekke'den alınıp beden ve ruhuyla - vücuduyla- Kudüs'e, oradan da manevi makamlara, sidretül müntehaya yükseltildiği gecedir. 2 Nisan gecesi bu geceyi idrak edeceğiz. Bu gece inşallah atv'de canlı yayında beraber olacağız. Bu geceyi ihya edeceğiz.
GÜNLÜK İBADETLERİ UNUTMA
Beş vakit namazı ihmal etme.
Abdestli dolaşmaya çabala.
Günlük zikir ve tesbihatın olsun.
İnsanlara bolca tebessüm et ve selam ver.
Hastayı ziyaret et.
Yetim başı okşa.
Sadaka vermeyi ihmal etme.
İmkanın varsa mezarlık ziyareti yap.
Tevbe et. Bağışlanma dile.
Günlük birkaç sahife Kuran-ı Kerim oku.
Komşunu, akrabalarını, kimsesizleri ziyaret et.
İhtiyarları, ihtiyaç sahiplerini sor, sorgula.
Anneni, babanı mutlaka ara, hallerini sor.
Anne-baban ölmüşse, bütün ölülerini yad ederek onlar için fatiha oku, dua et.
Hz. Peygamber'e (s.a.v.) her gün belli sayıda salat ve selam getir.
KÜFREDENLER BÖLÜK BÖLÜK
İnkâr edenler grup grup cehenneme sevk edilirler. Cehenneme vardıklarında oranın kapıları açılır ve cehennem bekçileri onlara şöyle derler: "Size içinizden, Rabbinizin âyetlerini size okuyan ve bu gününüze kavuşacağınıza dair sizi uyaran peygamberler gelmedi mi?" Onlar da, "Evet geldi" derler. Fakat inkarcılar hakkında azap sözü gerçekleşmiştir. (Zümer, 71) Onlara şöyle denir: "İçinde ebedi kalmak üzere cehennemin kapılarından girin. Büyüklük taslayanların kalacağı yer ne kötüdür!" (Zümer, 72) Rablerine karşı gelmekten sakınanlar da grup grup cennete sevk edilirler. Cennete vardıklarında oranın kapıları açılır ve cennet bekçileri onlara şöyle der: "Size selam olsun! Tertemiz oldunuz. Haydi ebedi kalmak üzere buraya girin." (Zümer, 73) Onlar şöyle derler: "Hamd, bize olan vaadini gerçekleştiren ve bizi cennetten dilediğimiz yere konmak üzere bu yurda varis kılan Allah'a mahsustur. Salih amel işleyenlerin mükafatı ne güzelmiş!" (Zümer, 74) Melekleri de, Rablerini hamd ile tesbih edip yücelterek Arş'ın etrafını kuşatmış halde görürsün. Artık kulların arasında adaletle hüküm verilmiş ve "Hamd âlemlerin Rabbi olan Allah'a mahsustur" denilmiştir. (Zümer, 75)
VE SûR'A ÜFLENİR
"Allah'ın kadrini gereği gibi bilemediler. Yeryüzü kıyamet gününde bütünüyle O'nun elindedir. Gökler de O'nun kudretiyle dürülmüştür. O, onların ortak koştuklarından uzaktır, yücedir." (Zümer, 67) "Sûr'a üflenir ve Allah'ın dilediği kimseler dışında göklerdeki herkes ve yerdeki herkes ölür. Sonra ona bir daha üflenir, bir de bakarsın onlar kalkmış bekliyorlar." (Zümer, 68) "Yeryüzü Rabbinin nuruyla aydınlanır. Kitap (amel defterleri) ortaya konur. Peygamberler ve şahitler getirilir ve haksızlığa uğratılmaksızın aralarında adaletle hüküm verilir." (Zümer, 69) "Herkese yaptığının karşılığı tam olarak verilir. Allah onların yaptıklarını en iyi bilendir." (Zümer, 70)
BABAM NAMAZ KILMADAN ÖLDÜ. KILAMADIĞI NAMAZLAR İÇİN PARA VERSEM OLUR MU?
Namaz kişinin bedeniyle yaptığı bir ibadettir. Ergenlik çağına gelen her Müslüman'ın günde beş vakit kılması gerekiyor. Namaz kılmadan vefat etmiş olan babanızın yerine fakirlere para vermekle bu borcu ödeyemezsiniz. Para namaz yerine geçseydi, bütün zenginler para öder namaz kılmış sayılırlardı. Bu durumda da namaz ibadeti sadece fakir Müslümanlara farz olurdu. Böyle bir şey ise adalet prensibine sığmazdı. Bütün bunlarla beraber vefat etmiş babanız için fakirlere para vermeniz sevap olur. Zira en azından bir Müslüman'ın ihtiyacını gidermiş olursunuz. O fakir de dua eder. Yüce Allah affederse o Rabbimizin karar vereceği bir husustur.
Regl olan kadın namaz kılmalı mı?
Regl olan kadın regl günlerinde namaz kılmaz. Yüce Allah zor dönem geçiren kadını bu döneminde namaz ve oruç ibadetiyle sorumlu tutmamıştır. Peygamberimizin bu hususta sahih hadisleri bize ulaşmıştır. Bir hanımefendi regl olursa namazı bırakır. Orucu da bırakır. Temizlendikten sonra kılmadığı namazları kaza etmez. Allah katında namaz kılmış gibi kabul edilir. Ancak bu günlerde tutamadığı orucu, temizlendikten sonra- regl günlerinden sonra- kaza eder.
Ölmek üzere olan kişiyi kelime-i şehadet getirmeye zorlamalı mıyız?
Vefat etmek üzere olan kişiyi Kelime-i Şehadete zorlamak doğru değildir. Zira ölüm korkusu ve telaşı içinde olan kişi, o esnada beklenmeyen bir tepki gösterebilir. Doğru olan husus; ölmek üzere olan kişinin yanında kelime-i şehadeti okumaktır. Ölmek üzere olan kişi de bu cümleleri duyar. Dilerse tekrar eder.
Babam son nefeste kelimei şehadet getirmedi. İmansız mı ölmüş oluyor?
Son nefes elbette önemlidir. Ancak kişi Müslümanca bir hayat yaşar da son nefeste kelime-i şehadet getiremiyorsa bu kişinin imansız gittiğine işaret sayılmaz. O esnada özel bir hali, acısı veya başka bir sıkıntısı vardır. Son nefesten önceki hali esas alırız. Müslümansa Müslümanca öldüğüne hükmederiz. Gerisini Allah'a bırakırız. Onun için babanız Müslümandır. Müslümanca vefat etmiştir. Hüküm tamamen Allah'a aittir. Dikkat etmeniz gereken önemli bir husus ise şudur: Ağır hasta olan kişinin son günlerinde veya cenazesinden önce mutlaka kul hakları sorgulanmalıdır. Bazen kul hakları, anne, baba bedduası kişinin son anını sıkıntılı bir hale sokabilir. Mutlaka helallik alınmalıdır.
MAHŞERE GETİRİLEN BİR GÜNAHKâR
Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdu: Kıyamet günü bir kul getirilir. Yüce Allah sorgular. Sana duyma, görme kabiliyeti ve mal, mülk ve evlat vermedim mi? Sana ürünler, yiyecek ve hayvanlar bağışlamadım mı? Sana halkının önünde yürüme, onları idare etme gücü vermedim mi? Sen ise bunların tümünün içindeyken bana geleceğinin hesabını hiç yapmadın değil mi? Adam der ki, hayır bugünün hesabını yapmadım. (Yani ahireti ve seni inkar ettim.) Allah buyurur; bugün de sen azapta unutulacaksın.