Bir hadiste iman ve İslam tarifi yapıldıktan sonra manevi olgunluğu anlatma noktasına gelinince 'ihsan' diye bir kavrama yer verilir.
Nedir İhsan? İhsan; Yüce Allah'a ibadet edilirken Allah'ı görürcesine samimiyetle ibadet etmektir, denir. Ve devam edilir: 'Sen Allah'ı göremezsen de, Allah seni görür.' Namaz kılarken, zekâtı verirken, hacc yapılırken, sadaka dağıtılırken Allah'ın huzurunda olduğunu hissederek bütün bunları yapmak lazım.
Allah'ı görür gibi ibadet etmek veya en azından Allah tarafından görüldüğünün farkında olmak. Bu ikisi beraber olsa ne iyi ama biri dahi olsa mümini kurtarır. Zira; ihlas, samimiyet, temizlik ve dürüstlük ancak böyle bir şuurla sağlanır.
Beni göremezsin
Allah'ı görmeye gelince; Hz. Musa böyle bir talepte bulundu. Kur'an bu isteği şöyle aktarıyor bize; "Musa tayin ettiğimiz vakitte gelip Rabbi onunla konuşunca; Musa, Rabbim! Bana kendini göster.
Sana bakayım dedi. Allah: 'Sen Beni göremezsin ama dağa bak!
Eğer o yerinde kalırsa sen de beni göreceksin' buyurdu. Rabbi dağa tecelli edince onu yerle bir etti ve Musa da baygın düştü. Ayılınca:
Ya Rabbi! Münezzehsin. Sana tövbe ettim. Ben inananların ilkiyim dedi.
(A'raf, 143) Hz. Musa bu arzuyu gizleyemedi.
İstedi. Rabbi ise, dünyada göremezsin, görmeye tahammül edemezsin beni! İllaki istiyorsan göz önünde olan en katı cisme taşların yığınına bak. Nurum sadece yansıyınca ne olduğu gör buyurdu.
Nitekim un ufak olunca Hz. Musa bu tecelliden bayıldı.
Onun için 'Allah'ı görür gibi' ibadet et diye buyuruldu. Allah'ı görüp de ibadet et denmedi.