İnsanımız bizden sağlam bir iman ve samimi bir Müslümanlığı yaşamak için yardımcı olmamızı istiyorlar.
İnsanımız Rablerinin emirlerini yaşamak, peygamberlerini sevip yolundan gitmek istiyorlar.
Allah'a, kitabına ve peygamberine bağlılık ve ibadetlerini ihlasla yerine getirmede bizlerin kendilerine yol göstermemizi istiyor.
Halkımızın imanı temizdir.
İnancı tamdır. Allah'a ve peygamberine bağlılığı sağlamdır. Dindarlığında samimidir. Ahirete giderken tertemiz gitmenin yollarını arıyor. Evlatlarına, nesil ve nesebine de kendisi gibi tertemiz bir Müslümanlığı miras bırakmak istiyor.
Çünkü insanımız dininden emindir. Bir şekk ve şüphesi yoktur. Ne kitabıyla ve ne de peygamberiyle bir sıkıntısı yoktur.
Ancak; bazı din yorumcularının bu konularda problemlerinin olduğunu görüyoruz. Bunların Allah'a sağlam bir teslimiyetleri yok, peygamberinden rahatsızlar ve ibadet hayatının -dini referanslarıntümüyle değişmesini istiyorlar.
Bu türlerin bir yerden kültürel anlamda nemalanıp, milletin neslini -nesebini- saptırmak için hamleler yaptığını görebiliyoruz.
Bu türler şüphe içindedirler.
Milletin imanına ters yöndeler.
Din tartışılsın istiyorlar.
Bin dört yüz yıllık oturmuş iman ve ibadet kabullerinin zedelenmesini istiyorlar. Bu tehlikeli bir yoldur. Dikkatli olmak lazım. Halkımız ortak paydalarda bir araya gelebiliyorlar.
Farklılaşmış bir dini zedelenme ortak paydaları da savurur.
Bu anlamda bizler üstümüze düşeni yapmalıyız.
Halkımızı uyarmalıyız. Bizi tartışmaların sokağa, kahvehaneye düşürmesine müsaade etmemeliyiz. Zira din en önemli kutsallarımızdandır.
Elbette imanını muhafaza edecek, nesillerin geleceğini koruyacak hamleler yapması gerekir.