Her çocuk hayata masum temiz ve günahsız başlar.
Büyüdükçe, hayatın olumsuzlukları, çevre, nefsin kontrolsüzlüğü, şeytanın saptırması, kötü fısıltılar bu temiz hayata bulaştıkça o safiyetten uzaklaşır. Tabii uzaklaşmayanlar da var. Temiz doğup, temiz yaşayıp öylece de devam ederler.
Efendimiz'in (s.a.v.) hayatında çocuklar en dokunulmaz, en merhamet edilen en önemsenen konumda oldular daima.
Efendimiz (s.a.v.), Peygamberimiz hicretin üçüncü yılında kızı Hz.
Fatıma'nın iki evladını Hasan ve Hüseyin'i kucağına alınca yıllardır mahrum kaldığı evlat hasretini giderdi.
Bütün yoğun işlerine ve mücadelesine rağmen torunlarına mutlaka zaman ayırdı.
Onun çocuklara sevgi ve merhametini simgeleyen şu tavırlarına şahit olduk:
Çocuklarımı hiç öpmedim
Bir seferinde Hz.
Hüseyin'i öptü. Çocuk henüz iki yaşında. Akra bin Habis bu manzarayı görür. Şöyle der: Benim on çocuğum var!
Hiçbirini öpmedim.
Efendimiz (s.a.v.) hayretle baktı bu sözün sahibine ve şöyle buyurdu:
Merhamet etmeyene merhamet olunmaz. (Buhari, edebül müfred, 24)
Medine çocuklarına ziyaret
Efendimiz (s.a.v.) Medineli dostlarını ziyaret ederdi. Çocuklara özellikle selam verir ve ilgilenirdi.
Sorularını dinlerdi. Özellikle de; çocuklara tek tek selam verirdi. Başlarını sıvazlardı.
Onlara dua ederdi.
Kuş ne yaptı?
Ebu Umeyr'in küçük bir kuşu vardı. Ebu Umeyr de küçük. Onu gördüğünde sorardı:
Ebu Umeyr! Kuş'un ne oldu?
Namazda başımı kaldırdım
Abdullah bin Şeddad babasından aktarıyor:
Efendimiz (s.a.v.) öğle veya ikindi namazını kıldıracaktı.
Hasan veya Hüseyin kucağındaydı.
Efendimiz (s.a.v.) mihraba yöneldi. Çocuğu indirdi. Sonra namaz için tekbir getirdi. Secdeye vardı.
Ancak secdesi uzadı. Ben başımı secdeden kaldırıp baktım. Çocuk efendimizin sırtındaydı, efendimiz de secdedeydi.
Ben tekrar alnımı secdeye koydum. Efendimiz sonra başını kaldırıp namazı tamamladı. İnsanlar efendimize sordular. Ey Allah'ın Resulü! Secdeyi çok uzattın.
Biz tereddüt ettik. Acaba bir sıkıntı mı oldu veya vahiy mi geldi diye zannettik.
Efendimiz şöyle buyurdu:
Bunların hiçbiri olmadı.
Sadece torunum sırtımı bir binek gibi kullanmak istedi -sırtıma bindi- ben de bekledim ta ki hevesini alsın.
Tükür ağzındakini
Efendimiz (s.a.v.) çocuklara haram yedirmemek konusunda çok hassastı. Hz. Hasan ağzına yerdeki zekât sadakalarından birini attı. Hz. Peygamber (s.a.v.) müdahale etti ve; at, at onu sen bilmiyor musun biz zekât yemeyiz buyurdu.
Allah'ı an, önünden ye!
Amr, Hz. Peygamber'in (s.a.v.) yetiştirdiği çocuklardandı.
Şöyle anlatır:
Efendimiz'in (s.a.v.) evinde yetiştim. Yemekte elim sofranın (yemek kabının) her yerine karışıyordu. Efendimiz: Çocuk, Allah adını an önünden ye ve sağ elini kullan buyurdu.
Kız çocuğu sırtındayken namaz Ebu Katade şöyle anlatıyor:
Peygamberimiz insanlara namaz kıldırıyordu.
Sırtında kızının kızı vardı.
(Torunu vardı) Ruku ettiğinde onu yere indiriyordu.
Ayağa kalktığında yeniden sırtına alıyordu.
O (s.a.v.); kız veya erkek torunu ayırmıyordu. İkisine de aynı ilgiyi ve sevgiyi gösteriyordu.
Sevgisini esirgemiyordu.
Kısacası Efendimiz çocuklara muhtaç oldukları sevgi, şefkat ve merhameti esirgemiyordu, bilakis onları İslam ahlak ve edebiyle edeplendiriyordu.
(Bk. Hannan, Hedyü's-Siyre sh. 273, 276)