Abdurrahman bin Avf. Bir ayağı sakat. Medine'nin en zenginlerinden. Bir seferinde 1000 deveyi İslam için harcamış. Bir günde 30 köle azad etti.
Bir gün sofradan yemek yemeden kalktı. Neden yemek yemedin diye sorduklarında şöyle cevap verdi:
Hz. Musab'ı hatırladım. Onu örtecek kefen bulamamıştık.
Hz. Hamza'yı hatırladım. O da mezara yarı kefenle konuldu.
Sonra dünya bize kapılarını açtı. Zenginleştikçe zenginleştik. Korkarım ki, bütün güzellikleri dünyada tükettik.
Bir seferinde Efendimiz (s.a.v.) O'nun arkasında namaz kılmıştı. 75 yaşında vefat etti.
Efendimiz (s.a.v.) O'nun için "ümmetimin zenginlerinden ilk cennete girecek olan sensin" buyurmuştu.
Cenazesinin başında Hz. Ali şöyle diyordu; "Git, sevgili dost git. Baki (kalıcı) hayata fani hayata dalmadan git."
Diğer meşhur sahabi Sa'd bin ebi Vakkas (r.a.) arkasından şöyle sesleniyordu:
'Ey yalçın kaya. Ey koca dağ. Güle güle vuslata kadar.
Vasiyetinde eşine, çoluk çocuğuna yetecek kadar geniş bir mal bıraktı. Geride kalanları ise Bedir savaşına katılmış sahabeye dağıtılması için vasiyet etti.