Mucizeler, Yüce Allah'ın emri ve müsaadesi ile Hz. Peygamberlerine verilen olağanüstü yetenek, bilgi ve davranışlardır. Kur'an-ı Kerim'de bu konuda fazlaca ayet vardır.
Mucizeler peygamberlerin yollarının sadık olduğunu, davetlerinin doğru olduğunu ispat eder. Karşı tarafı ikna etmek veya inananların inancını takviye etmek için gösterilir.
Hz. Peygamber'in de görünen ve gaybi olan mucizeleri vardır. İslam alimlerinin tümü bunları kabul eder. Sadece mutezili alimlerinden Nazzam mucizeleri inkâr eder. Bağdadi'ye göre Nazzam'ın peygamberliğe imanda sıkıntısı vardır.
Nitekim yine mutezili alimlerinden ;Cübbai, Cahız, İskafi, Ebu Huzeyl ve birçok mutezili alim Nazzam'ı bu konuda -mucizeleri kabul etmediğinden- şiddetle eleştirmiş hatta meseleyi küfür noktasına taşıyanlar olmuştur. (Bağdadi, Fark beyne'l, s: 80)
Mutezililerin en güçlü isimlerinden Kadı Abdulcebbar da, Nazzam'ı çok sert eleştirir. (Kadı Abdulcebbar, Tesbitu Delail, 1, 56)
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) mucizeleri arasında; Medine Mescidindeki hurma kütüğünün inlemesi (Buhari, Salat, 64; Ahmed, 3/300; Ebu Şeybe, Musannef, 7/433), ayın yarılması, parmaklarından akan suların çoğalması, yemeğin çoğalması, yağmurun yağması, hayvanların konuşmasını anlaması, Bedir'de fırlattığı çakıllarla putperest orduyu sallaması gibi yüzlercesi sayılabilir. Bunun dışında gelecekle ilgili -gaybi- haberleri de birebir çıkmış ve hâlâ çıkmaktadır. Kişilerle ilgili verdiği bütün bilgiler bir bir gerçekleşti. Bu konuda yazılan yüzlerce eser vardır.
Peygamberimizin mucizelerini inkâr eden Müslüman yazarlarla Yahudi bilgini, edebiyatçısı İbn Kammuna'nın iddiaları arasında büyük benzerlik olması da ayrıca dikkat edilmesi gereken bir husustur. Bu bazı Müslüman yazarların kimleri referans aldığını gösteriyor.
Hz. Peygamber'in (s.a.v.) mucizelerini inkâr, peygamberliğine imanla ilgili bir sıkıntı beraberliğinde önümüze koyar.