Tasavvuf büyüklerinden İbrahim Havvas anlatıyor;
Bir gün rızık için evden çıktım. Balık tutayım dedim.
Kendi kendime. Bir olta aldım ve denize bıraktım.
Birazdan art arda üç balık tuttum. Balıkları sepete koyup evin yolunu tuttum. Tam o esnada kulağıma şöyle bir ses geldi:
"Ey İbrahim! Bırak bizi! Allah'ı zikredenlerden başka karnını doyuracak yiyecek şey bulamadın mı?" Bu ses ve söz beni o kadar etkiledi ki oltayı kırdım ve o günden sonra bir daha balık avına çıkmadım. Elbette bu hadiseden fıkhi bir sonuç çıkarılamaz. Balık avlamak elbette caizdir ama iç sesimiz, hissiyatımız, her nimetin kıymetini doğru bilmek bir Müslüman olarak sorumluluğumuz değil mi?