S.1.) Bir Müslüman'ın öldükten sonra yakılmayı isteme hakkı var mıdır?
- Müslüman olan kişinin öldükten sonra yıkanıp kefenlenerek gömülmesi esas olandır. Dinimizin ölçüsü budur. Hz. Peygamberimizin uygulaması da böyledir. Bir Müslüman'ın yakılmak gibi bir vasiyette bulunması elbette uygun olmaz. Geride kalanların da böyle bir vasiyeti yerine getirmesi caiz olmaz.
Genellikle ağır hasta olan, ölümden fazlaca korkan veya başka bir sebepten dolayı toprağa girmekten ürken bir insanın böyle bir duygu ve psikoloji içinde böyle bir vasiyette bulunduğunu düşünürüz. Bu türden vasiyette bulunan bir insanın dinden çıktığı gibi ağır bir hükme varmayı -niyetini tam bilmediğimiz için- uygun görmüyoruz. Çünkü bir insanın Müslümanlığına bir delil veya ihtimal varsa, bu ihtimali göz ardı etmeyiz. Ancak herhangi bir insan bu türden taleplerde bulunurken dini ve dinin prensiplerini reddetmek niyetiyle, kasten ve İslam'a inanmadığını deklare ederek böyle bir talepte bulunsa dinle bağını koparmış olur.
S.2.) "O'nun arşı su üzerinde idi" diye bir ayet var. Ne demektir.
- Söylediğiniz ayet Hud suresinin 7. ayetidir. Yüce Allah kastedilerek "O'nun arşı su üzerindedir" buyururlar. Elbette bu ayetler gayb âlemine ait, yoruma açık ayetlerdir. Bu ayetlerle ilgili çok geniş tahlile gitmeden olduğu gibi kabullenmek en doğru olanıdır. Bununla beraber şu kısa bilgiyi vereyim. Bazı rivayetlere göre yer küresinin üzerinde 7 gök tabakası vardır. Onun üzerinde su denizi vardır. Onun üzerinde 8 büyük melek, onun üzerinde "arş" Yüce Allah'ın kürsüsü vardır. Her tabaka arası 500 yıl süren bir uzaklıktadır. Bu tür rivayetler -tartışılabilir veya mecazi ifadeler olabilme ihtimali taşımakla beraber- her ne olursa olsun mevcut âlemin üzerinde farklı bir düzenin olduğunu göstermektedir. Allah mekân ve zamandan arınmış olarak da mekân ve zamanı kuşatmıştır. Ancak O'nun zatı hakkında düşünmek doğru değildir. Yarattığı şeyleri düşünerek O'nun yüceliğini anlamak daha uygun olan yoldur.
S.3.) Kısmet başkasında bağlanabilir mi?
- Kimse kimsenin kısmetini bağlayamaz veya açamaz. Böyle şeylere itibar etmeyiniz.
S.4) Rüyaları başkalarıyla paylaşmak sakıncalı mı?
- Rüyaları başkasıyla paylaşmak sakıncalı değildir. Ancak rüyalarınızı hiçbir bilgisi olmayan insanlara anlatmak doğru olmaz. Çünkü bu insanlar cahilce ve bilmeden yorum getirir ve sizi psikolojik olarak etki altında bırakırlar. Ayrıca, rüyaların etkisinde kalmayın, çünkü gördüğünüz bir rüyanın gerçek yorumunu sadece yüce Allah bilir.
S.5.) Kuran-ı Kerim'e bakarak gelecek hakkında bilgi sahibi olduğunu iddia eden kişiye gittik. Günaha girdik mi?
- Kuran-ı Kerim bir fal ve sihir kitabı değildir. Kuran-ı Kerim'i bu tür işler için kullananlar, bu kitaba ihanet etmiş olurlar. O yüce Rabbımızın mesajıdır. Bundan ötürü, Kuran'a bakıp, sayfalarını çevirip gelecek hakkında bilgi veren kişi, ancak bir sahtekâr ve şarlatan olabilir. Bununla günaha girer. Siz de böyle birine giderek günaha ortak olursunuz. Yüce Allah'a sığının. Bu size yeter.