Bundan 10 yıl öncesine gidecek olursak, bugün 'mobil hayat' dediğimiz kavram ile tanışmamıştık. Ne Facebook, ne de Twitter vardı hayatımızda. Check-in kelimesi sadece uçağa binerken ve otele giriş yaparken kullanılırdı. Tablet bilgisayar adı verilen laptoptan kırma cihazlar olsa da bugünkü tablet cihazlar da yoktu.
2007 yılında iPhone ile başlayan mobil rüzgarı kısa sürede tüm dünyayı sardı. Cep telefonlarının yerini akıllı telefonlar alırken mobil iletişim anlayışımız da köklü bir değişim sürecine girdi. Cep telefonu üreticileri akıllı telefon modellerini peşi sıra piyasaya sürdü. Google, 2005 yılında satın aldığı mobil işletim sistemi Android'i geliştirerek telefon üreticilerinin kullanımına sundu. 2008 yılından itibaren Android telefonlar hayatımıza girdi.
Rekabet aldı başını gidiyor, peki bu rekabetin tüketicilere faydası var mı?
Henüz evlerde HD televizyon bile yaygınlaşmamışken, ellerde Full HD ekranlı telefonlar görmeye başladık. Yüksek çözünürlük furyası aldı başını gidiyor. Apple'ın retina display adını verdiği ve 326 ppi (piksel sıklığı) değerine sahip ekran teknolojisi en üst limit olarak görülüyordu ancak Sony 441 ppi değerine sahip Xperia Z modeli, HTC ise 469 ppi değerine sahip One modeli ile piksel savaşlarına katıldı.
Bazı özelliklerin astarı yüzünden pahalıya geliyor. Dört çekirdekli ve 1.7 GHz hızındaki işlemcilere sahip modeller neredeyse masaüstü bilgisayarlar ile yarışacak. Üreticiler, su geçirmezlik, göz ile ekran kaydırabilme, ultrapiksel kamera gibi özelliklerle rakiplerini alt etme çabasında.
Spek tablolarında rakiplerin önüne geçebilmek için yapılan donanım takviyeleri fiyatlara da yansıyor. Akıllı telefon fiyatlarının düşmesini beklerken önümüzdeki günlerde fiyatlarda artış yaşanması kaçınılmaz.
Yakın zamanda piyasaya çıkan amiral gemisi modellerin fiyatlarına bakınca daha önce 1500-1700 TL bandındaki modellerin 2000-2200 bandına çıktığını görüyoruz. Ortalama %25'lik bir fiyat artışı söz konusu. Akıllı telefon pazarındaki dengeleri belirleyen Apple, iPhone 5 modelinde 50 euro (1160 TL) civarında bir fiyat artışına gitmişti.
Bu şartlarda, amiral gemisi modellerin özellikleri kırpılıp üretilen giriş ve orta seviye modellerin herkesçe erişilebilir fiyatlara inmesi de zorlaşıyor. Giriş seviyesi olarak adlandırılan ve bütçe dostu olarak lanse edilen cihazlar halen herkes için erişilebilir fiyat düzeyine inemedi.
Üreticiler artık bir yıl geçmeden modellerini yenileyerek rekabette öne çıkmaya çalışıyorlar. Bu değişim hızına uyum sağlamak isteyen tüketicilerin teknoloji bütçelerini artırmaktan başka çareleri kalmıyor. Belki de hiç kullanmayacağımız özellikler için para harcıyoruz.
