Rusya'daki ayaklanmayı özel askeri şirketler üzerinden okuyabilirsiniz. Genelde de öyle tartışılıyor. Veya nevi şahsına münhasır bir olay olarak da görebilirsiniz. Ama bence durum bundan daha ciddi. Rusya'da sadece rastgele bir ayaklanma olmadı. Bu durum sadece özel askeri şirketlerin devletler tarafından kontrolüyle ilgili bir sıkıntı da değil. Bu durum, kendisini gün geçtikçe daha açık gösteren bir yönetim sorunu. Rus ordusunun kurumsal olarak doksanlardan bu yana çok bir yol kat edemediğini gösteriyor.
Soğuk Savaş bittiğinde ağır ekonomik şartlar ve komünist rejimin son yıllarında toplumsal olarak rüşvet ve disiplinsizlik sorunları Rus ordusunu teslim almıştı. Zaten seksenli yıllarda Afganistan başarısızlığı da hemen hemen aynı konuyla alakalıydı. Ancak komünist rejim altında Sovyet ordusunun ne kadar bozulduğu pek fark edilmiyordu. Halbuki Sovyet askerlerin ellerindeki silahları Afgan mücahitlere satacak kadar bozulduğu o tarihlerde bile görülüyordu.
Doksanlı yıllarda ise ordu aktif olarak iş yapmadığından çürümüşlüğün sadece devam ettiği görülüyordu. Toplumun diğer kurumlarındaki disiplinsizlik ve kuralsızlığın devam ettiği tahmin ediliyordu. 2000'li yıllarda ise Rusya'nın ekonomik açıdan toparlanmış olması nedeniyle ordunun da düzene girmiş olabileceği düşünülüyordu. Ama hiçbir zaman gerçek bir teste tabi tutulmamıştı. Kırım'ın işgali bile gerçek bir test değildi. Doğru düzgün bir direniş olmamıştı.
O nedenle Rus ordusuna dair bilindik şehir efsaneleri tekrar edildi. Ancak Ukrayna Savaşı'nda bu efsane çöktü. Rus birlikler yüzer kilometrelik mesafeleri bile kat edemedi. Dahası Kiev kuşatması son bulup Rus birlikler Ukrayna'nın doğu tarafına sevk edilirken bile ciddi sorunlar yaşandı. Rus birlikler düzenli bir şekilde Rus topraklarında bile manevra yapamadı.
İşte bunlar hep organizasyon ve disiplin sorunudur. Modern savaş, bir anlamda birlik sevkiyatıdır. Eğer bir ordu yüz kilometre mesafe giderken bile kendi önünü tıkayacak hâle gelmişse o kurumun ciddi bir planlama ve uygulama sorunu var demektir. Bu da çoğunlukla disiplinle ilgilidir. Yani silahını satan asker hikâyesi tekrar kendini gösteriyor.
O nedenle ben Prigojin ayaklanmasının da aynı kronik sorundan kaynaklandığını düşünüyorum. Rus ordusunun seksenlerden bu yana devam eden bu zaafı hâlâ devam ediyor. Belki Putin de ilk defa buna kanaat getirmiş olabilir. Ama orduda hiçbir zaman gerçek bir reform yapılmadığı için kendiliğinden sorunların çözülmüş olmasını beklemek de büyük bir hataydı.
Rusya şimdi bu gerçekle karşılaştı. Reform yapmadan askeri başarı kazanması çok zor. Ateş altında yani savaş ortamında da bir reform kolay değil. Ukrayna Savaşı ve Rus ordusu, Putin'i daha çok uzun süre yormaya devam edecek.