Rusya'da Wagner'in ayaklanması üzerinden özel askeri şirketlerin durumu tartışılıyor. Bizim muhalefet durur mu? Yine en sığ hâliyle konuya belinden giriş yaptı. Konuya dair hiçbir fikri olmadığı anlaşılan birkaç emekli asker, güvenlik alanına dair bilgisi postmodern güvenlik teorilerinden öteye geçmeyen birkaç akademisyen ve tabii ki Kılıçdaroğlu mal bulmuş mağribi gibi Türkiye'ye uyarı yapmayı ihmal etmemişler.
Neymiş? Türkiye de bu tür şirketlere karşı dikkatli olmalıymış. Wagner isyan ediyorsa Türkiye'deki şirketler de isyan edebilirmiş. Ne güzel değil mi? Muhalefet konforu. Konuyu zerre kadar bilmesen de uyarı şansın oluyor. Yaz bir kenara, doksan beş yıl sonra bir örnek bulursan "Ben demiştim" dersin.
Madem öyle, bu şirketlere dair birkaç kısa bilgi vereyim.
Bir, bu tür şirketler son dönemde yaygınlık kazanmış olsa da yeni değildir. Tarih boyunca devletlerin özel ordu kiralaması çok yaygın bir uygulamaydı. Aksine milli ordular çoğunlukla milli devlet olgusuyla beraber 19. ve 20. yüzyılların bir sonucudur. Dönemin savaş şartları tarafından şekillendirilmiştir. Günümüz savaş şartları da özel askeri şirketleri doğuruyor. Bu şartları konuşmadan fikir beyan etmek, boş beleş konuşmanın ötesinde bir iş değildir.
İki, Wagner Rusya'daki askeri şirketler arasında en bilineni olabilir ama tek şirket değil.
Üç, bu tür askeri şirketleri yalnızca Rusya kullanmıyor. Dünyanın birçok ülkesinde var. Hatta bu alanda ciddi bir artış gözlemleniyor.
Dört, bu işin asıl yaygın olduğu yer ABD'dir. ABD'de yüzlerce özel askeri şirket var. Bu şirketler küçücük bir bütçeyle Amerikan ordusundan daha fazla işe koşuluyor.
Beş, ama sanırım Türkiye hariç hiçbir yerde bu iş bu kadar işkembeden konuşulmuyor.
Altı, konuyla ilgili Batı'da harika yayınlar yapılıyor. Enine boyuna konuşuluyor. En iyilerinden biri Sean McFate'in kitaplarıdır. Gerçekten öğrenmek isterseniz kendisi de hem bir paralı asker hem de akademisyen olan bu uzmanın yazdıklarına bir göz atın derim.
Yedi, bu tür çalışmalarda özel askeri şirketlerin hem faydaları hem riskleri anlatılıyor.
Sekiz, özellikle düzensiz savaş alanlarında özel askeri şirketlerin bir zorunluluk olduğu görülüyor.
Dokuz, devletler bazı işlerini daha düşük maliyetle çözmek istediklerinde bu şirketler devreye giriyor.
On, doğal olarak vekâlet savaşlarının ayrılmaz bir parçası oldular. Devletler doğrudan karşı karşıya gelmek istemediklerinde bu tür kuvvetler kaçınılmaz olarak devreye giriyor.
On bir, her silahlı grup gibi özel askeri şirketlerin de riskleri var ama bu riskler doğası gereği herhangi bir ordunun içinde de olabiliyor.
On iki, asıl olan bu şirketlerin ne tür denge ve denetleme altında tutulduğudur. Kötü yönetilen veya savaş kaybeden bir ordu içinde de ayaklanmalar olabildiği gibi bu tür şirketler de ayaklanma unsuruna dönüşebilir.
Bunlara birkaç madde daha ekleyebilirsiniz. Ama önemli olan günümüzün askeri şartları altında bir değerlendirme yapabilmektir. Konuyu siyasal bir zemine çekip saçma sapan ve cahilce konuşmalara teslim etmemek lazım.