Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

İmzasına bile sahip çıkamayan muhalefet

Çok bildik bir ifade. Demokrasilerde muhalefet en az iktidar kadar önemlidir. Çünkü vatandaş için alternatif teşkil eder. Demokrasinin rekabetçi doğasına katkı sunar. Ülkeye en iyi hizmeti vermeyi vadeder. Eğer iktidarın alternatifi gittikçe zayıflıyorsa iktidarın rekabet etmesini gerektirici bir durum kalmaz. İktidarın çalışkanlığı da ancak kendi insafına kalmış olur.
Bu nedenle hepimizin muhalefeti önemsemesi gerekiyor. Ama hepsinden önce muhalefetin kendini ciddiye alması gerekiyor. Ama maalesef ülkemizdeki asıl mesele iktidar değil muhalefet sorunu. Çünkü muhalefet baştan aşağı gayriciddi. Ne dediği belli değil. Ne yapacağı anlaşılamıyor.
Bu zamana kadar tonlarca örneğini tartıştık. Dış politika, güvenlik, adalet, sağlık, ulaştırma, ekonomi gibi alanlarda ne yapacaklarına dair vatandaşın kafasında tek bir çizgi oluşturamadılar. Ortaya attıkları bölük pörçük fikirler de bir iki günün içinde kendi kendini fesheden bir hal aldı. Ama biz ısrarla sorduk. Suriye'de ne yapacaksınız? İstanbul Sözleşmesi konusunda anlaştınız mı? Terörle mücadelenizin esasları ne olacak? Ülke ekonomisini nasıl yöneteceksiniz?
Bunların hiçbirine cevap alamadık. Dolayısıyla her biri üzerinde tonlarca eleştiri yapmak mümkün. Ama ben bunları bütünüyle bir kenara bırakmayı öneriyorum. Bunlara muhalefetten cevap beklemek aşırı bir iyimserlik olur. Bunun yerine çok daha basit çok daha temel bir konuyu örnek olarak vermek istiyorum. Ortak adaylık meselesi.
Öyle ya! İki yıldır 10 yuvarlak masa toplantısı yapıldı. Yüzlerce ikili görüşme. Biz de toplum olarak her seferinde dönüp baktık ne açıklanacak diye. Genelde incir çekirdeğini doldurmayacak ifadelerle karşılaştık. Yine de bundan üç ay kadar önce bir yuvarlak masa toplantısının ardından yayınlanan belgede ilk kez somut ve ileri bir adım yakaladığımızı düşündük. Altı genel başkanın imzasıyla yayınlanan metin kalın puntolarla "ortak aday" kararına vardığını belirtiyordu.
Biz de bunun üzerinden akıl yürütmeye çalışıyorduk. Fakat çok sürmedi. İki hafta önce Kılıçdaroğlu pat diye "gerekirse çoklu adayla" çıkabiliriz dedi. Haydi bismillah. Döndük başa.
Başa dönmek dert değil de ortada imzalar var. Onlar ne olacak? İmzanın bir namusu olmayacak mı? Altı genel başkanın imzası bile toplum nezdinde verilmiş bir söz anlamına gelmeyecekse biz neyi ciddiye alabiliriz? Madem ortada bir uzlaşma yok neden imza atarsınız? Madem imza attınız nasıl olur da şimdi çoklu aday lafı edebilirsiniz? Hadi siz ettiniz de bundan böyle nasıl olur da seçmenlerin sizi ciddiye almasını bekleyebilirsiniz.
Masaya bakan herkes açıkça bir kaos görüyor. Bu nedenle de çoğunluk muhalefetin ülkeyi yönetmeye ehil olmadığını düşünüyor. Bırakın bugün söylediğinizi yarın inkâr etmeyi attığınız imzaları bile kendiniz yok sayarsanız seçmenin de size zırnık kadar saygısı olmaz. Kazanacak aday muhabbeti de uzak bir hayal olarak kalır.
Şükürler olsun ki, iktidar muhalefetle yarışmak yerine kendiyle yarışmayı hedef olarak koymuş. Muhalefeti kendine rakip olarak görseydi halimiz nice olurdu?

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA