Putin ile Biden video konferans yöntemiyle 3 saate yakın bir görüşme yaptı. Temel gündem maddesi Ukrayna. Ama tabii ki Ukrayna'nın da ötesinde Avrupa'nın tamamını ilgilendiren sonuçları olabileceğini hepimiz tahmin ediyoruz.
Görüşme sonrası tarafların açıklamalarına bakarsanız hızla tırmanan bir krizin bastırıldığını düşünebilirsiniz. Ancak tabii ki bastırmak demek kapatmak anlamına gelmiyor. Aksine krize neden olan her türlü yapısal şart, olduğu gibi duruyor. Ve taraflar geri adım atacak gibi de görünmüyor. Bu bastırmalar ileride daha büyük patlamalar olarak karşımıza çıkabilir.
Biden, Putin'i en sert şekilde uyarmış. "Ukrayna'yı işgal ederse çok ciddi yaptırımlarla karşı karşıya kalacağını" söylemiş. Durun tahmin edelim. Nedir bu yaptırımlar? Tabii ki ekonomik. Aslında bu açıdan bakınca Putin oldukça sabırlı biri olarak bile görülebilir. "Beni hakikaten bununla mı tehdit ediyorsunuz" diye bir kahkaha patlatırsa şaşırmam. Ama bu görüşme tiyatrolarından memnun olsa gerek ki, pek ses etmemiş. Hatta görüşmeden memnun olduğu bile ilan edildi. Putin de muhatabına muhtemelen "Ukrayna'yı kışkırtmayın" mealinde laflar etmiştir. Birkaç kez bunu tekrar edebileceğini düşünüyorum. Ta ki, "Bana başka yol bırakmadınız" diyebileceği güne kadar.
Ama dediğim gibi mesele Ukrayna'dan ibaret değil. Tüm Avrupa güvenliğini ilgilendiriyor. Ukrayna'da ABD'nin yeteri kadar dengeleyici olmadığı ortaya çıktıkça Avrupa güvenliği sallanmaya devam edecektir.
Bunu zaten Amerikan tarafı da gördüğünden özellikle Almanya'nın Rus gazına olan bağımlılığını ortadan kaldırmaya, böylelikle de Almanya'yı Rusya'ya karşı daha sert bir tutum takınmaya davet ediyor. İyi de Almanya bunu nasıl yapacak? Amerikan mantığına göre, ABD tankerlerle Akdeniz'den Almanya'ya gaz taşıyacak. Böylelikle Almanya'nın Rusya'ya yüzde elli oranındaki gaz bağımlılığı son bulacak. Bu da hem Rus ekonomisine zarar verecek hem de Almanya'yı Rusya'nın karşısında, ABD'nin ise daha yakınında konumlandıracak. Hatta Almanya, Avrupa'da ABD'nin Rusya'yı dengeleme görevini devralacak. Bu planın gereksizce iyimser olduğunu söylemem lazım.
Ekonomik yaptırımları umursamaz hale gelen ve bu anlamda ABD'den bile ürkmeyen Rusya'nın Almanya'dan ürkmesini beklemek hata olur. Geriye bir tek seçenek kalıyor. Almanya'nın yeniden silahlanması. O da Dimyat'a pirince giderken evdeki bulgurdan olmak anlamına gelir. Dahası ABD'nin bu Almanya planı, Rusya'ya ekonomik olarak zarar verebilir ama çökertmez. Çökertmediği gibi daha da hırslandırabilir. Yanlış hesap sadece sonuçsuz kalmaz, durumu daha da kötü hale getirebilir.