Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Türkiye’nin de acelesi yok

Roma'daki Erdoğan-Biden görüşmesine çok büyük bir anlam yüklemek doğru değil. Tekil olarak herhangi bir anlaşmazlık maddesinin çözümüne de odaklanmanın pek anlamı yok. F-35 veya güncellenmiş haliyle F-16 gibi konuların tek celsede çözülmesini zaten kimse beklemiyor.
Bu toplantının en kayda değer tarafı, bize Biden yönetiminin Türkiye yaklaşımına dair bir ipucu verip vermeyeceğiydi. Gerçi normal şartlar altında Biden'ın Türkiye'ye pek sempatiyle bakmadığını zaten biliyoruz. Ama iktidara geldiğinde nasıl bir tavır takınacağını da merak ediyorduk. Ona da çok açık bir cevap bulduğumuzu söylemek kolay değil.
Biden bir yönüyle Washington'da Türkiye'yi cezalandırmak isteyenlerin başını çekiyor. Ama bir yönüyle de Türkiye'yi daha fazla yabancılaştırmanın Amerikan çıkarlarına da çok uygun olmadığını görebiliyor. Her ne kadar Erdoğan iktidarından kurtulmak istediğini seçim sürecinde açıkça dile getirmiş olsa da veya bugün hâlâ böylesi bir hedef için uğraşacağını biliyor olsak da bu tür eylemlerin genelde sonuçsuz kaldığını görebiliyorlar.
Türkiye'deki muhalefetin savrukluğu, Amerika'daki Biden iktidarının gevşekliğiyle birleştiğinde Erdoğan'dan kurtulma ve böylece Türkiye'yi yeniden Amerika'nın kontrol edebileceği bir ülke haline getirme hayallerinin önündeki en büyük iki engel gibi duruyor.
Dolayısıyla karşımıza bu tür toplantıların ardından benzer açıklamalar çıkıyor. Beyaz sayfa açmak veya ilişkileri normalleştirmek gibi iyi niyet beyanları ve teknik heyet kurma önerileri kötü sonuç değil. Ama ilerlemenin hâlâ kolay olmadığını da gösteriyor. Yani siyasi karar alınmadığı için top bürokrasinin kollarına bırakılıyor. Bürokrasinin de tek başına ilerleme kaydetmesi mümkün değil.
Ben uzun müddet bu tavrın değişeceğini düşünmüyorum. Biden iktidarı, açıktan krizler yaratmaktan uzak durmaya çalışacak. Fakat bu Erdoğan iktidarı aleyhine üstü örtük biçimde çalışmayacakları anlamına gelmiyor. 2023 seçimlerine kadar yeni şartların oluşması kolay değil.
Belki de bu yüzden Türkiye de F-16 gibi ara kategori çözümleri kenara itip süreci beklemeye alabilir. Yeni krizler çıkmadığı müddetçe Türkiye de bekleyebilir. Somut çözümler doğuyorsa Türkiye bunları değerlendirir. Fakat aksi takdirde Türkiye'nin de acelesi yok. 2023 sonrası Amerika, Erdoğan'dan kurtulamadığını görünce ancak o zaman gerçek pazarlık masasına oturmak zorunda kalacaktır.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA