Taliban 1996'da Afganistan'da gücü ele geçirdiğinde dünya kamuoyu bir anda Afgan kadınlarıyla ilgilenmeye başlamıştı. Hiç unutmam. Amerikan dizilerinde bile bu konuya temaslar vardı. Taliban'a dair okumaların temelinde nedense hep bu kadın meselesi sürdü gitti. Bugün de Batı'yı takip etmek isteyen fakat bu anlamda her zaman olduğu gibi geç kalan içimizdeki çakma liberaller hala aynı türküyü söylüyor. Ama size kötü bir haberim var. Amerika artık Afganistan'la da Taliban'la da ilgilenmiyor. Bu nedenle kadın meselesini şişirmeye de niyeti yok.
Afganistan'da kadınların haksızlığa uğramadığını falan ima etmiyorum. Aksine Afganistan'da çok uzun yıllardır her türlü canlının hakkı hukuku çiğneniyor. Ama kadınlar üzerinden üretilen söylem artık yok. Çünkü zaten hiçbir zaman samimi bir yaklaşım değildi. Amerikan müdahalesine zemin hazırlayan liberal bir enstrümandan ibaretti. Bugün Amerika çekilirken elinden gelse Taliban üzerinden yeni bir imaj çalışması bile yapacak. Yakında Taliban'ı sevimli göstermek bile isteyebilirler. Artık Taliban'ın çok değiştiği falan söylenir. Her şey bir anda normale dönüverir. Afgan kadınları meselesi de gömülür gider.
Yakın zamanda gömülmesini beklediğim bir başka abartılı hikâye de "terörle savaş" meselesi. Doksanlardan bu yana Amerikan merkezli liberal dünyanın sıkça başvurduğu bir başka tema da terörizmdi. Hayır, terörizmi de küçümsemiyorum. Ama Amerika'nın abartılı terör ilgisini anlatmaya çalışıyorum. Teröre verdiği kurban sayısı uyuşturucuya verdiği kurban sayısıyla kıyaslanamayacak kadar az olan ve terörle mücadele adı altında girdiği her yeri talan eden Amerika için terör bahsi geçtiği kadar ciddi bir sorun değildi. Aksine bir düşman imgesini üretmek ve Amerika'nın uluslararası müdahalelerini sağlamak için faydalı olduğundan bu kadar şişirilmişti. Ama artık Amerika bu konuya da ilgisini yitiriyor.
NEDEN Mİ?
Çünkü Amerika'nın öncülük etmeye çalıştığı liberal düzen artık yürümüyor. Amerika tarihin sonunu getiremeyeceğini gördü. O nedenle artık bu liberal hikayeler üzerinden "ayrık otlarını temizleme" çabası son buluyor.
Düzenin kurucu ve kollayıcısı olan Amerika'nın tek bir istisnaya bile tahammülü yoktu. Fakat onca çabaya rağmen olmadı. Yapamadı.
Şimdi yeni bir eğilime bu yüzden geçiyor. Tüm dünyaya hâkim kılmaya çalıştığı düzen fikrinden dünyanın dört bir tarafında düzensizliği teşvik etmeye dönüş bu nedenle yaşanıyor. Mesela Soğuk Savaş'ta olduğu gibi diktatörlerle veya darbecilerle daha rahat çalışacaktır. Destek verdiği terör grubunun ideolojisine pek aldırış etmeyecektir. Küreselleşme ideolojisi zaten çöktü. Bölgesel çekişmelerin hızlanarak artacağını tahmin edebiliriz.