Cumhurbaşkanlığı adaylığı fikrine iyice ısınan Kılıçdaroğlu, kendini ön plana çıkartan her türlü eylemin içine balıklama atlıyor. Birincil tekil şahıslı cümleler kuruyor. Belediye başkanlarının adaylık ihtimalinin önünü kesen açıklamalar yapıyor. Yaptığı birçok açıklama, gündeme gelme niyeti taşıyor.
Sonunda dış politikaya da el attı. Suriye hakkında konuşmuş. Meğerse her şey çok kolaymış. Suriye siyasetimizi 180 derece değiştirecekmiş ve bırakın Suriye'yi tüm Ortadoğu'daki sorunları çözecekmiş.
Atılır da bu kadar mı olur? Anlamaya çalışıyorum. Cehaletten desem değildir. Ülkede Suriye ve Ortadoğu meselesini öğrenmeyen kalmadı. En düşük zekâ seviyesi bile Suriye'de gelinen aşamanın uzun süreli bir çaba sayesinde olduğunu ve bu dengeyi anlamsız yere bozmaya kalkışmanın mantıksız olduğunu görür. Kendisi de pek başarılı olmasa bile on seneyi aşkın bir süredir Türkiye'nin ikinci büyük partisine genel başkanlık ediyor. Bu süre zarfında odunu koysanız öğrenirdi. O nedenle bu lafı basit bir cehaletten dolayı ettiğini sanmam.
Anladığım kadarıyla dikkat çekmeye çalışıyor. Kendini siyasetin ilgi odağı haline getirmeye çalışıyor. Bu zamana kadar hep bir memur görüntüsü verdiği için onun dışına çıkan ve saçma da olsa ilgi çeken fikirler paylaşıyor. Biraz da ateşle oynuyor.
Halbuki etrafındakiler kendisine gaz vermeyi bırakıp Suriye konusunda uyarılarda bulunsalar iyi olurdu. En azından ettiği lafların ne anlama geldiğini bir kere daha düşünürdü.
Bugün Suriye'de 180 derecelik bir dönüş yapmak, güvenli koridoru terk etmek anlamına gelir. Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı Harekât bölgelerini boşaltıp buralara PYD/PKK'nın geri dönüşünü sağlamaktır. İdlib'den çekilip 3 milyonluk bir Suriyeli akınına neden olmaktır.
İnsan sormadan edemiyor. Acaba HDP'ye verilen taviz bu mudur? İttifak pazarlıklarında Kılıçdaroğlu iktidar olursa Suriye'nin kuzeyinde bir PKK devletinin kurulması için mi çalışacak? Desteğini aldığı ve gönlünü yapmaya çalıştığı Biden da zaten bunu istemiyor mu?
Kendisinin bu zamana kadar Suriye hakkında yaptığı açıklamalar zaten hep bu zemine oturuyor. "Afrin'e Türk askeri girmesin" diyen de Kılıçdaroğlu'ydu. "PYD bize mi saldıracak" diyen de.
Şimdi galiba bu açıklamayı yaparak hem HDP'ye hem de Biden'a mesaj vermiş oluyor. Adaylık için kendini parlatmanın en iyi yolu olarak bunu görüyor.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz