Dışarıdan fonlanan gazeteciler meselesi, normal şartlar altında ülke gündemini altüst edecek bir konudur. Düşünsenize, bu isimlerin birçoğu önüne gelene lakap takmaya hevesli tiplerdi. Ama kendileri camdan bir evde oturuyormuş.
Dışarıyla bağlantılarını tahmin edebiliyorduk. Zaten ülkede yabancı medya kuruluşlarının Türkçe servisleri cirit atıyordu. Yayın çizgileri hep muhalifti. Ama en nihayetinde uluslararası ve prestijli yayın organlarının parçası olduklarından şüpheyle yaklaştığımız bu ilişki biçimine pek bir şey söylenemiyordu.
Ancak son zamanlarda ortaya çıkan belgeler, bu işin basın yayın işinden çok daha öteye geçtiğini gösteriyor. Israrla söylemeye çalışıyorum. Paravan vakıflar kurulmuş ve bu vakıflar aracılığıyla bu isimlere para akıtılmış.
Neden mi? Türk hükümetini ve devletini yıpratmak için. Artık bu kadar bariz. Parayı basmışlar. İstedikleri türde yayınları yaptırmışlar.
Hatırlayın, mesela bu zamana kadar en kritik dönemlerde bu gazeteci kılıklı kimselerin yaptığı yayınları. S-400'e alayı karşı çıktı. Alınamazdan başladılar. Kullanılamaza kadar geldiler.
Suriye'de PYD'ye karşı yaptığımız operasyonlarda resmen Amerika'nın sesi oldular. Meğerse kendi görüşlerini değil sahiplerinin görüşlerini anlatıyorlarmış. Parayı veren bunları çalıyormuş.
Bu ülkede bu devletin çıkarlarını savunanlara her türlü hakareti edenler meğerse ülkemizde başkalarının kılıcını sallıyormuş.
Ama nedense bu konu hak ettiği kadar konuşulmadı. Dikkat ederseniz bir anda başka gündem maddelerine geçiş yaptık. Bunların başında da göçmenler konusu geliyor. Göçmenler en son belediye seçimleri döneminde bu kadar fazla gündem oluyordu. İki yıl boyunca neredeyse hiç konuşulmadı. Ama tam da dışarıdan fonlanan basını konuşmaya başladığımızda bir anda mülteci dosyası açıldı.
Ben artık bu işlerin birer tesadüften ibaret olduğunu kabul etmiyorum. Karşımızda öylesine bir organizasyon var ki ve o kadar planlı çalışıyorlar ki, durduk yere göçmenlerin tekrar gündeme gelmesi kimseyi şaşırtmasın.
Hemen bir görüntü yayınlanır. Hemen birileri göçmen karşıtı kışkırtıcı bir söylem üretir. Gündem bir anda başka bir yöne dönüverir.
Kendini profesyonelce dış bağlantılara pazarlayan isimlerden daha ahlaklı bir tavır beklemenin zaten bir anlamı yok.
Gerçekten bu ülke kuşatma altında. Dışarıdan kurulan kuşatma konusunda kimsenin şüphesi yoktu ama artık iç bağlantıları da ortaya saçılıyor.