Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Hazımsızlıktan gelen cüretkârlık

Sosyal medya, linç işlemlerinin mekânı haline geldi. Herkesin herkese sorunsuzca küfür ve hakaret edebildiği bir ortam olarak kullanılıyor. Ülkenin siyasallaşmış ve kutuplaşmış gündemi nedeniyle maalesef sanki küfür, hakaret ve tehdit bu işin doğal bir tarafıymış gibi algılanıyor. Halbuki bu doğru değil. Kimsenin kimseye sosyal medya üzerinden de olsa hakaret etme hakkı yok.
Hep söylerim. Linç kampanyalarının örgütlü olduğunu düşünüyorum. Yani bunlar sıradan bireylerin evde otururken attığı tweet'lerden ibaret değil. Bir merkezde karar veriliyor. Paralı veya gönüllü ajanlar devreye giriyor. Aynı kavramlar, aynı resimler üzerinden müthiş bir kıyamet kopartılıyor. Bazen Millet İttifakı liderlerinin bile kopyala- yapıştır yöntemleriyle tweet attıklarına bakarsanız hepsinin tek bir ajanstan beslendiğini görürsünüz. Bu büyük bir ahlaksızlık olsa da hadi Türkiye siyasetinin bir parçası oldu diyelim.
Ama bu kampanyalarda son dönemde dikkatimi çeken çok daha tehlikeli bir eğilim var. Bazı kimselerin kendi mahalleleri tarafından linç edilmesi. Son bir haftada üç örnek gördük. Kanal İstanbul'u desteklediğini açıklayan Hulki Cevizoğlu, Merkez Bankası'nda 128 milyar doların buharlaşamayacağını söyleyen İlhan Kesici ve İbrahim Kalın'la beraber müzik yapan Erkan Oğur linç edildiler. Sırayı ve hizayı bozanlar olarak görüldüler. İhanetle suçlandılar. Tehdit edildiler.

MUHALEFETTEN LİNÇ
Dikkat ederseniz bu tür linçlerin neredeyse tamamının muhalefet içinden geldiğini görürsünüz. Mesela kimse AK Parti'de İbrahim Kalın'a "Neden Erkan Oğur'la müzik yapıyorsun" demez, diyemez, demedi. Ama muhalefet, Erkan Oğur'u linç etti. Sözüm ona ülkede otoriter rejim var ve sözüm ona muhalefet çok korkuyor. Bu örnekten de gördüğümüz gibi hiç de öyle değilmiş. Erkan Oğur, iktidardan değil muhalefetten korkuyormuş. Bu nasıl otoriterlik. Anlayan varsa gelip anlatsın.
İşte asıl mesele bu. Bir taraf son derece öfkeli, hazımsız ve dışlayıcı. Hiçbir işbirliğine yanaşmıyor. Çünkü hâlâ kendini üstün ve haklı görüyor. Ülkemizde 20 yıllık bir AK Parti iktidarı var ama maalesef toplumun bazı kesimlerinde zihniyet değişmedi. Bazı muhalifler, ki bunlar muhalefetin ana eksenini oluşturuyor, AK Parti'yi ve Erdoğan'ı gayrimeşru görüyor. O yüzden bu kadar cüretkâr. O yüzden bu kadar hazımsız. AK Parti ile yakın bir görüntü veren herkesi aynı iştahla suçlu ve "düşkün" ilan edebilirler.
Öte taraftan AK Partililerin bir kısmı da iktidar olduklarını 20 yıldır anlayamadı. O yüzden bu kadar çekingen. O yüzden bu kadar utangaç. Bu da hazımsız bir muhalefetin cüretkârlığını daha da artırıyor. Çünkü bunlara doğru düzgün bir cevap veren yok. Veren olsa da görmezden gelmeye alışmışlar. Ait oldukları mahalleyi öyle bir kontrol altına aldılar ki, alternatif seslerin kellesi uçuruluyor. Bunu da bilerek yapıyorlar. Hizayı bozan linç edilir ki, bu mafyatik kontrol sağlansın.

Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA