En olmayacak zamanda Türkiye'ye büyük zararlar vereceği baştan belli bir emekliler muhtırası yayınlanmasının sebebini anlamaya çalışıyoruz. Mahkeme süreçleri ilerledikçe neyin ne olduğu daha net biçimde ortaya çıkar. Ama şimdilik görebildiğimiz kadarıyla akıl yürütebiliriz.
Önümüzde bazı açık parametreler var. Mesela 103 (bilerek 103 yazıyorum) emekli amiralin gelişigüzel bir zevzeklikten ötürü yaptığına kimse ikna olmuyor. Bu kadar basiretsiz olunabileceğine akıl erdirmek kolay değil. Öte taraftan bu işin siyasi ve diplomatik bağlantıları olabileceğini hepimiz düşünüyoruz. Zira darbeler ve muhtıraların hep bir dış bağlantısı hep de bir siyasi ayağı olagelmiştir. Buna dair de elimizde tonlarca veri var. Mesela, imzacıların içinde hem CHP hem de İYİ Partili isimler var. Hatta metni kaleme alan kişinin ocak ayına kadar İYİ Parti'de olduğu açıklandı bile. Hem de savunma avukatı tarafından...
Cumhurbaşkanı Erdoğan da yaptığı açıklamalarda CHP'nin siyasi rolüne dikkat çekiyor. Zaten metin açıklandığından bu yana CHP'den metni kınayan bir açıklama duymadık. Daha da beteri, birçok isim bu muhtırayı meşrulaştırma gayreti bile gösterdi.
İşin başka bir açıklamaya muhtaç tarafı, dış bağlantı meselesi. Türkiye'de ne zaman bir darbe veya muhtıra olsa Amerika ile olan ilişkisi zamanla ortaya çıkar. Özellikle son bir yıldır RAND raporundan bu yana orduya yönelik Amerikan merkezli salvolar olduğunu biliyoruz. Ama imzacıların içinde de Amerikan karşıtlığıyla tanınmış kimselerin olması kafaları karıştırıyor.
Aslında biraz basitleştirerek ilerleyecek olursak anlamlı bir açıklama bulmak mümkün. İşin bir tarafında "kişisel hırs ve ihtirasların" olduğunu söyleyebiliriz. Emekli olmasına rağmen hâlâ kendini bazı konularda söz söylemeye layık tek kişi olarak görenler bu hırsla konuya dahil olmuş olabilir.
BU HİKÂYEYİ BİLİYORUZ
Bazıları ideolojik bir angajman nedeniyle olayın içerisindedir. AK Parti yönetimine ve onun temsil ettiği değerlere düşmanlık derecesinde karşı olan birileri için bildirinin ne anlama geldiği ve kimin işine yaradığı gibi rasyonel sorular anlamını yitirmiş gibi görünüyor. Erdoğan'a karşı tutum takınma fırsatını kaçırmamak istemiş olabilirler. Hepsinden önemlisi, öncülük edenler arasında başka ülkelerin gündemlerine kullanışlı aparat olma hevesinde olanlar ve Türk ordusunu belli bir raya sokmaya çalışanlar da olabilir. Kişisel olarak darbeler konusunda iki varsayıma kuvvetle inanırım. Birincisi dış ve iç siyasi bağlantı kısmı. İkincisi, kimin kim oluğunun pek bir önemi yoktur. Anti Amerikancı olan birileri, sırf Erdoğan düşmanlığı üzerinden kolayca Amerikancı bir darbenin parçası haline bile gelebilir. Hatların bu kadar karışık olmasına bakmayın. Aslında hikâye bir yönüyle çok basit.
Siyasette bir benzerini görmedik mi? Birbirine hiç benzemeyen siyasi partiler, sırf Erdoğan karşıtlığında ve Amerikan planında birleşmiş değil mi? HDP ile İYİ Parti ve CHP bir araya gelebiliyorsa ve bu planın ardında Amerika olduğunu herkes biliyorsa, anti Amerikancı ama daha çok anti Erdoğancı isimler neden bir muhtıranın arkasında bir araya gelmesin?
İşte buradan hareketle işin hem siyasi ayağını hem de dış bağlantısını bulabilirsiniz. Erdoğan düşmanlığından gözleri kör olanlar için ülke donanmasının Doğu Akdeniz'de veya Karadeniz'de yaptığı görevlerin ve ne tür meydan okumalarla karşı karşıya kaldığının bir önemi maalesef kalmıyor. Anti Amerikancısı da Amerikancısı da Erdoğan düşmanlığında bir araya gelebiliyor. Başka ülkelerin gündemine hizmet etmenin adını da vatanseverlik koymaya çalışıyor. Kusura bakmayın, bu bizim bilmediğimiz hikâye değil.