CHP'nin Türkçe Kuran ve ibadet hevesinin arkasında tabii ki kalıtsal kodları bulunuyor. Aslına bakarsanız bu hevesten hiçbir zaman kurtulamadıkları çok açık. Hâlâ konu her açıldığında "Türkçe ibadetin ne kadar iyi, ne kadar da aydınlatıcı" olduğuna dair kanaatlerini kıyısından köşesinden dile getirmeye çalıştıklarını görmemek için kör olmak lazım. Tam yetmiş yıl öncesinin ne kadar argümanı varsa hâlâ dillerinde aynı söylem. Ama tepkinin farkında olduklarından bunu daha yumuşak bir şekilde dile getirmeye gayret ediyorlar.
Aslında bu 19. yüzyıl kafasının analizini yapmak çok eğlenceli olabilirdi. Dini inanış ve pratikleri bile sözüm ona bilimsel gördükleri yöntemlerle ele almaya dayanan bilimci fakat bilimsel olmakla zırnık kadar ilişkisi olmayan bu zihniyeti kıyasıya eleştirebilirsiniz. Ama benim derdim bu değil. İslam dinine ve Müslümanlara dair bakışı bu kadar sabit ve küstah olanlara bugünden sonra bilimle din ilişkisini aslında baştan aşağı yanlış anladıklarını anlatacak değilim. Bu zamana kadar öğrenmedilerse onları ideolojik körlükleriyle yalnız bırakmak lazım.
Bu köşe yazısını aşağıdaki linke tıklayarak sesli bir şekilde dinleyebilirsiniz
CHP'nin Türkçe ibadet inadı
Ama şunu da not etmeden geçmemek lazım. Maalesef CHP'nin bu kötü alışkanlığı bu ülkedeki yarılmanın asıl sorumlusudur. Bugün Türkiye'de sert bir kutuplaşma varsa bunun tarihi CHP'nin tek parti iktidarına kadar gider. Topluma tepeden öylesine mecburiyetler dayatıldı ki, toplumun çok büyük kesimleri devletine yabancılaştı. Ama CHP bu yabancılaşmış kitleleri yıllarca güdülecek koyun, dinini bile bilmeyen sürü ve göz ardı edilecek kalabalıklar olarak gördü. Türlü vekalet mekanizmaları yoluyla devleti kontrol etmenin verdiği konforla hiçbir gerçekle yüzleşmeden bugünlere kadar geldi.
O kitleler bugün iktidara geldiğinde de "kutuplaşma var" diyor. Halbuki farklılaşma hep vardı. Çünkü siz bu milletin dini pratiklerine bile dokundunuz. Yalnızca taraflardan birisi aktörleşemediği için siz görmüyordunuz. Şimdi toplumun asıl büyük çoğunluğunu oluşturan bu kitleler Erdoğan önderliğinde kendi gündemini siyasetin gündemi haline getirebildiği için size bu kutuplaşma yeni başlamış gibi geliyor. Halbuki bu toplumu dinine bile saygı göstermediğiniz için siz böldünüz. Yıllarca vesayet mekanizmaları sayesinde siz dışladınız. Şimdi onlar ilk kez aktör haline geldi diye onları kutuplaşmanın sorumlusu olarak göremezsiniz.
Maalesef ülkemizin en büyük sorunlarından birisi işte bu yırtılmışlık. Ülkenin ciddi anlamda asgari müştereklerde uzlaşmaya ihtiyacı var. Makul bir zeminde bu ülkenin temel vizyonunu inşa edemezsek ülkenin geleceğini güvence altına almak hiç de kolay olmaz.
Ama dönüp bakıyorum. Bir taraf hâlâ diğer tarafın en temel değerlerine bile saygı göstermekten uzakken ve ilk fırsatta eski saplantılarını devreye sokarken biz bu ortak zemini nasıl inşa ederiz? Bunca edilen söze rağmen 70 yıl sonra tekrar Türkçe ibadet gündeme geliyorsa ne diyebiliriz?