Bugün itibarıyla Libya'da istikrarlı bir yapı olduğunu söyleyebiliriz. Ama bu istikrar kavramından barış anlamamak lazım. Sadece bir sıkışmışlık üzerine inşa edilmiş denge durumu demek daha doğrudur.
Gerçi kalıcı bir barış için BM öncülük etmeye çalışıyor. Taraflar da barış fikrine çok uzak değil. Yıllar süren iç savaşın çıkardığı yorgunluk nedeniyle Libya içindeki hem aktörler hem de vatandaş normal düzene geçmeyi hayal ediyor.
Fakat bunun çok hızlı olması pek mümkün olmadığı gibi aceleye getirilmesi de doğru değil. Şartlar olgunlaşmadan kurulacak bir düzen yeniden dağılma ihtimalini içinde barındırır. Zaten yeterince silahlanmış olan Libya toplumu erken bir barış hayali nedeniyle tekrar çatışmalara savrulacak olursa bu kez maliyetin çok daha yüksek olduğunu tahmin etmek için müneccim olmaya gerek yok.
Ama bazen karşımıza siyasetin ve toplumun zorlamasıyla bu hızlı talepler çıkabiliyor. Savaşın tarafları bile bir yıl önceki umutsuz hallerini unutmaya başlayabilir. Eğer Türkiye'nin müdahalesi olmasa Trablus merkezin de düşmesi an meselesiydi. Bu duruma nereden gelindiğini unutmamak lazım.
Hızlı bir barış ve düzen arayışı Türkiye'nin Libya'daki mevcudiyetine de zarar verecek nitelikte olmamalı. Zira görüşmelerin zemini BM'ye doğru her kaydığında sürpriz gelişmelerle karşılaşma ihtimali de yükselebilir. Türkiye'yi Libya'dan çıkarmak için can atan çok sayıda aktör var. Gerçi mevcut Libya hükümeti her haliyle Türkiye'nin mevcudiyetini korumaya çalışacaktır. Ama barış müzakereleri biraz öyledir. Çok fazla sayıda aktörün katılımıyla hızla kontrolden çıkabilir. Libya hükümeti de bugün verdiği sözleri yerine getiremeyecek hale gelmemeli.
Türkiye için Libya basit bir dış politika gündemi değil. Tüm Doğu Akdeniz haklarını savunmada önemli bir dayanak. Doğu Akdeniz'den Türkiye'yi dışlamak isteyenler Libya ile yapılan anlaşmadan sonra oyunun bozulduğunu gördüler. Zaten savaşa hız vermelerinin ardında da bu vardı. Ben aynı düşüncenin o ülkelerde hâlâ hakim olduğunu düşünüyorum.
Sahada çatışmalar vasıtasıyla istediğini alamayanlar şimdi diplomatik kanallarla istediklerini almanın peşinde olacaktır. Bu nedenle Libya'daki barış görüşmelerine biraz şüpheyle yaklaşmakta fayda var. Savaş sürsün demiyorum. Ama zaten bir statüko doğdu. Ve bu statüko bizim için rahatsız edici değil. O nedenle çok da acelesi yok.