Muhalefetin son günlerdeki saldırgan tavrına dikkat ediyor musunuz? Kantarın topuzunu iyice kaçırdılar. Saçma sapan matematik hesaplamalarına gülüp geçiyorduk ama işi darbe imalarına kadar getirdiler. İnsanın cinleri tepesine çıkıyor. Nasıl bir cüret... Ne biçim bir utanmazlık...
Siyaset yapan insanların darbe iması yapabiliyor olmasını aklım almıyor. Ama CHP'nin darbelerle olan kadim ilişkisini hepimiz biliyoruz. Çok da şaşırmamak lazım. Kendi söylemlerine onlar yakıştırdıktan sonra edecek fazla laf yok.
Ancak CHP'nin dozajı neden bu kadar yükselttiğine bakabiliriz. Demokrasicilik oyunu neden tek başına CHP'yi kesmez oldu? Öfke veya taktik nedenlerle olabilir ama her ikisi de hükümetin son dönemdeki performansıyla ciddi ilişkili. Ya hükümetin kriz yönetim becerisi bunları çılgına çeviriyor ve kendilerini tutamıyorlar ya da bir taktik çerçevesinde gündemi değiştirip hükümetin salgını yönetme becerisini gölgelemek istiyorlar.
Korona salgını çerçevesinde tüm dünyadaki hükümetlerin zor günler yaşayacağını hepimiz bekliyorduk. Muhalefet de umudunu salgına bağlamıştı. Bu nedenledir "ölüm sayılarını hükümet gizliyor" diye kara propaganda yapmaları. "Daha çok insan öldü" demek için fırsat aradılar. Aralarında "niye daha çok insan ölmedi" diye üzülenlerin olduğuna da zırnık kadar şüphem yok.
Hükümetin ve özellikle sağlık sektörünün tıkır tıkır işlemesi bu ülkede hiçbir duygu yaratmadıysa yeniden bir güven tazelenmesine neden oldu. AK Parti iktidarlarının sağlık alanına yaptığı yatırımın boşa gitmediği görüldü. Şehir hastanelerine karşı yapılan kara propaganda çöktü. Bu tür krizleri idare etmede Erdoğan liderliğinin önemi yine ortaya çıktı. AK Parti hükümetlerinin icracı yönünün ne kadar güçlü olduğu bu sefer de Fahrettin Koca örneğinde görüldü.
Ne zaman iş algılardan gerçeklere, dedikodudan icraata dönerse muhalefet kaybediyor. Bu nedenle muhalefet icraatların değil saçma sapan gündemlerin konuşulmasını istiyor. Bu sefer eli de en yüksekten açtılar. Darbe imasıyla başladılar. Yeter ki, gündem karışsın. Yeter ki havanda su dövelim.
Bunlara cevap vermek bile bu oyunun içine sürüklenmek gibi geliyor bana. Algıları, karşı anlatılarla bozmaya çalışmanın bir anlamı yok. O zaman gürültü dışında bir sonuç çıkmıyor. Halbuki gerçekler yeterince ikna edicidir. Algının karşısına gerçekleri koyduğunuzda sis perdesi dağılır. Hükümetin salgına karşı başarılı performansının algılara kurban edilebileceğini hiç sanmıyorum. Bırakınız saçmalamaya devam etsinler. Şamatayla iş yapmaya çalışanların foyası bir şekilde dökülür.