Bir AK Partili belediye yüzlerce işçiyi işten çıkarmış olsaydı bir hayal edin neler olurdu? Büyük çaplı direniş eylemleri başlardı. Muhalefet milletvekilleri belediyenin önüne kamp kurar ortalığı toz duman ederdi. Yerli ve yabancı basın kuruluşları canlı yayın ekiplerini belediyenin önüne çeker yirmi dört saat yayın yapardı.
AB ve ABD'den endişeyle izlediklerine dair açıklamalar gelirdi.
Sosyal medya alt üst olur. Dünya başımıza yıkılırdı.
CHP'li İstanbul Büyükşehir Belediyesi işçileri bir kısa mesajla kapının önüne koymuş. Birkaç kişi dışında kimsenin umurunda değil. Belediye önünde eylem yapan garibanlara sadece birkaç siyasetçi destek veriyor. Bir iki televizyon kanalı gündem yapıyor. Birkaç genç sosyal medya hesabından destek veriyor. İş dönüp dolaşıp Cumhurbaşkanı'nın yapacağı açıklamaya kalıyor. Bu kadar milletvekili bu kadar belediye başkanı bu kadar STK bu kadar sendika ne iş yaparlar merak ediyorum. Siyaset yapmak için neyi bekliyorlar acaba? Ses vermek bu kadar zor mu?
Öyle ya! Siyaset ne için yapılır? Çeşitli makam odalarında birbirini ziyaret edip çekilen fotoğrafları sosyal medya hesaplarında paylaşmak için mi? Özel gün ve gecelerde tumturaklı mesajlar yayınlamak için mi?
Düğün ve cenazelerde boy göstermek için mi? Tabii ki hayır.
Siyasetin en temel meselesi tabanın hak arayışlarına sahip çıkmaktır.
İnsanların sesi olmaktır. Haklı talepleri dile getirmektir. İster kendi partisinden ister diğer partilerden her kim olursa olsun o insanları temsil etmektir.
Cam fanus içinde siyaset olmaz. Örgütle olur. Tabanla olur. Her şeyi tek bir siyasetçinin üzerine yıkamazsınız. Aksi takdirde onu bir paratoner haline getirirsiniz. Şimşekleri tek bir noktada topladığınızda lideri yıpratırsınız.
Siyaset böylesine korunaklı bir iş olmamalı.
Siyasetçi bürokrat gibi hareket etmemeli. Risk almak istemeyen, cesur adım atamayan kimseler lütfen kendilerine siyasetçi demesin.
Hele hele bu saatten sonra bu sürdürülebilir bir durum değil. Türkiye'deki ittifak siyaseti artık bambaşka bir resim çıkardı ortaya. Muhalefet Erdoğan imgesi karşısında birleşmekten başka bir hedef gütmezken Erdoğan'ın gölgesinde gölgelenerek siyaset olmaz. Bu hal onu daha fazla hedef haline getirmekten ve yıpratmaktan başka bir işe yaramaz. Gerçek siyaset geri dönüyor. Bu işi hakikaten yapmak isteyenler için sorumluluk alma vakti.
Siyaset bu rolü oynamadığı ve öncülük yapmadığı müddetçe diğer alanlarda da hareketlenme olmaz. Mesele medyada yer bulamaz. Sosyal medyada zayıf kalır. Sivil toplum kuruluşları ezilir gider. İşte bu nedenle siyaset geri dönmek zorunda.