İngiltere'nin tek derdi Brexit. Onu da beceremiyorlar.
Bu gidişle ellerine yüzlerine bulaştıracaklar. May'in AB ile vardığı uzlaşı reddedildi. Ama hemen ertesinde güvenoyu da aldı. Yani bir deneme daha yapacak.
Burada şimdi iki ihtimal var. Ya AB taviz verecek ve daha yumuşak bir Brexit sunacak ya da İngilizler süreci yönetemedikleri için anlaşmasız ayrılığa gidecekler.
Mart sonuna kadar bu karmaşa sürecek.
Hangisi yakın ihtimal diye sorarsanız, ben anlaşmasız çekilmeye doğru koştuklarını düşünüyor.
Çünkü AB'nin taviz vermesi çok zor. Verse dahi bunun da İngiltere Parlamentosu'nda kabul görmesi çok zor.
AB baştan beri taviz vermek istemiyor.
Çünkü İngiltere'ye verilecek herhangi bir tavizin domino etkisi yaratmasından korkuyor.
Çıkış kolaylaştığında yeni çıkış örnekleriyle karşılaşabiliriz. Zaten zor günler geçiren AB böyle bir hikâyeden ölesiye korkuyor.
Bu nedenle İngiltere'ye karşı şimdiye kadar taviz vermekten kaçındılar.
Bu üç düzeyli bir oyun. Birinci katı İngiltere ve AB arasında geçiyor. İkinci oyun İngiltere Parlamentosu'nda partiler arasında oynanıyor. Üçüncü oyun ise Muhafazakâr partinin kendi içinde. May her üç oyunda var. İlk AB'yi tavizli bir çıkışa ikna etmesi lazım. İkinci olarak parlamentoyu tavizlerin yeterli olduğuna ikna edecek. Üçüncü olarak kendi partisi içinde iktidar mücadelesi verenlerle uğraşacak. Son iki grubun derdi kayıkçı kavgası.
Bu karmaşanın içinde sıkışıp kaldılar.
Hem sert çıkış isteyenler hem de çıkış istemeyenler AB'nin planlarını reddediyor. Ama hemen ardından yapılan güven oylamasında May hükümetin başında kalıyor. May devrilmediği için de süreç uzadıkça uzuyor.
AB rasyonel. Oyun gereği İngiltere'yi çıkarsa bile çıktığına pişman etmenin peşinde.
Adım adım müzakere ediyor. Fakat İngiliz Parlamentosu ve muhafazakârlar kendi içlerinde mücadele ettiklerinden May AB ile pazarlıkta çok zayıf kalıyor. AB'den gelen her teklif bu iç mücadeleler nedeniyle içeriğine aldırış edilmeden reddedilecek.
AB ve May bu oyunu oynarken hep vakit kaybediyor. Şimdi AB'nin yeni tavizler vermesi bekleniyor. AB o tavizleri verse bile İngiliz Parlamentosu ve Muhafazakâr partinin içindeki iktidar oyunları nedeniyle reddedilme ihtimali çok yüksek.
Yani AB'nin karşısında rasyonel müzakere eden bir İngiltere yok. Bu nedenle mesele tavizle ilgili olmanın ötesine geçti. Kayıkçı kavgası nedeniyle anlaşmasız çıkış ihtimali artıyor.
Aslında çok da fark etmiyor. İngiltere'nin AB'den ayrılması her halükârda AB'ye büyük bir darbe olacak. Ya İngiltere çok büyük tavizler alıp çıkacak ya da anlaşmasız çıkış olacak. Tavizli çıkış demek AB'den çıkış kapılarını ardına kadar açmak demek.
Anlaşmasız çıkış demek önce AB ve İngiltere arasında bir sertleşme sonrasında da tüm AB siyasetinin alt üst olması demek. Bu nedenle AB rasyonel olarak daha az zarar verecek ve zararı uzun vadeye yayıp tamir etme şansı sunan tavizli çıkışı tercih edebilir.
Ancak İngiltere bu savrukluğu nedeniyle AB taviz verse dahi reddedilebilir. O zaman hem kavga çıkar hem de AB'den çıkmanın maliyetsiz olduğu görülür. Bu da AB için çok daha büyük bir kriz demektir.
Bakıyorum da bu ülkeler Türkiye'nin başındaki dertlerle boğuşmak zorunda kalsalar perişan olacakmış.
Kendi başlarına açtıkları derdi bile çözemiyorlar.