Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz

Tantanaya gerek yok. Trump bunu ilk kez yapmıyor. Son da olmayacak. Sadece bize değil herkese karşı bu tür açıklamaları defalardır yapıyor. Macron'a dediklerine bir bakın. Merkel'e neler ettiğini gördünüz.
En büyük derdi ayakta kalmak olan bir başkan siyasi popülizmi sonuna kadar kullanıyor.
Tüm çabası iç kamuoyuna yönelik ve yönetimini sürdürmek için.
Bunun için de bildiği tek yol Twitter.
Trump Türkiye'yle bir anlaşma yaptı. Bunu da Türkiye'nin kara kaşına kara gözüne hayran olduğu için değil, içeride kendini başarılı göstermek için yapmıştı. Suriye'den çekilme konusunu seçmene verdiği bir söz olarak görüyor. Bu sözü yerine getirmiş olmak onun için çok önemli. Ancak bu söz Amerikan bürokrasisinin uzun süredir inşa ettiği Suriye siyasetiyle uyumlu değil. Bu nedenle bürokrasiyle bir yandan mücadele ediyor bir yandan da vaatlerini gerçekleştirmeye çalışıyor.
En azından gerçekleştiriyormuş görüntüsü vermeye uğraşıyor. Zaten birçok kabine üyesiyle yollarını ayırdı. Elinde Bolton ve Pompeo kaldı. Onlar da kalır mı bilinmez. Ama onları idare etmeye çalıştığını görmek lazım. Zira bir aydır Amerikan medyası "Kürtleri terk etmek" fikrini işleyerek Trump'ı sıkıştırmaya devam ediyor. Trump'ın attığı tweeti böylesi bir taviz olarak görmek lazım. Yoksa ortada ciddi bir karar veya uzun vadeli bir hesap yok. Trump Türkiye'yle ilişkisine önem veriyor ancak içeriye de mesaj vermesi lazım. Mesele bundan ibaret.
Zaten baştan beri söylüyoruz.
Trump'ın ne dediğinden ziyade ne yaptığına bakmak lazım. Birçok konuda birçok tweet atıyor. İş yapmaktan çok konuşarak görüntüyü kurtarmak istiyor.
Bizim asıl odaklanmamız gereken şey Trump'ı bizim çizgimize yakın tutmak ve Türkiye'nin sınır güvenliğini sağlamak.
Bir de şunu akılda tutmak lazım.
Bu sürecin kolay olmayacağını zaten biliyorduk. Çekilme takvimi zor şartlar altında işleyecek.
Bürokrasi direnmeye devam edecek. Trump'a yönelik baskılar artacak.
Trump bir yandan çekilmek istiyor bir yandan da kabinesini idare etmesi gerekiyor. Trump ne Kürtleri ne PYD'yi ne PKK'yı umursuyor.
Ancak güçlü bir görüntü vermek ekibini güçlü tutmak için bu tür açıklamalar yapmak zorunda hissediyor kendini. Kantarın topuzunu kaçırdığı çok ortada. Ama dediğim gibi bunu ilk kez yapmıyor.
Bizim de bu durumu rasyonel zeminde tutmaya ihtiyacımız var. Her sözden bir hakaret gerekçesi çıkarmak yerine sürece sahip çıkmak zorundayız.
Bizim için önemli olan Türkiye'nin güvenliği. Birkaç dengesiz laf nedeniyle köprüleri atacak değiliz. Böylesi karmaşık ve sıkıntılı süreçleri yönetmek akılcı davranmayı duygusallıktan uzak durmayı gerektirir.
Bunu bir gurur meselesi olarak görmek yerine güvenliğimiz açısından değerlendirmek lazım.
Bir de şu açıdan bakmakta fayda var. Sürecin içerdiği sıkıntılar nedeniyle zaman zaman taraflar birbirleri hakkında sert açıklamalar yapabiliyor. Bizim de performansımız pek fena sayılmaz.
Amerika'nın teröre destek verdiğini en üst perdeden defalarca yüzüne vurduk.
Hatta geçen hafta Bolton'ı kapıdan da çevirip ülkesine gönderdik.
Zaman zaman bu tür gerilimler olacak. Buna alışık olmak lazım.
Çünkü bu tür müzakere süreçlerinde taraflar çok farklı yöntemler deneyebilir.
Biz de deniyoruz. Onlar da deneyecek

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA