Bolton, Dunford ve Jeffrey. Geldikleri gibi gittiler. Erdoğan Bolton'ı kabul etmedi. Çünkü kabul etmesini gerektirecek bir durum yoktu. Bolton işini yapmak yerine işi yokuşa sürmeye niyetli olduğunu gösterdi.
Ankara ise lafı hiç eğip bükmedi.
"Söyleyecek daha iyi lafın yoksa, daha fazla konuşmaya gerek yok" dedi. Şamataya gerek yok. Çünkü Türkiye zaten Trump'la daha fazla yol almıştı. Bolton bundan bir adım ötesini önermek şöyle dursun, oyalama niyetiyle geldi. Öyle olunca da kimse kusura bakmasın.
Yapacak bir şey yok. Sen git başkanın gelsin.
Amerikan bürokratları gerçekten çok direniyor. Bunun nedenlerini anlamak zorundayız. Hemen aklımıza Obama döneminden kalan Votel gibi isimler geliyor ancak Trump'ın kendi adamları da direnç gösteriyor. Bolton, Mattis ve diğerleri baştan beri çekilmenin karşısında pozisyon aldı. Trump'ı engellemeye çalışacaklar.
Çünkü kafalarında daha net bir resim yok.
Başkanın hata yaptığını düşünüyorlar.
Bunun PKK devleti kurma hevesiyle alakalı olması falan da gerekmez. Türkiye düşmanı olmaları da gerekmez. Kötü niyetli olmaları da gerekmez. Bürokratlar sonunu göremedikleri bir sürece girmekten ürküyorlar.
Başkan Trump'a da güvenmedikleri için de elde var olanı korumanın peşine düşüyorlar. Bunca yatırım yapılmış. Bunca eğitim verilmiş. PYD Amerika'ya bağımlı olduğunu açıkça göstermiş. Türkiye ise kontrol edilmesi zor bir partner. "Neden şimdi durduk yere PYD'yi bırakıyoruz" diye sormadan edemiyorlar. Eğer mesela Trump "İran'ı sıkıştıracağız. Bu PYD veya Körfez ülkeleriyle olmaz. Türkiye'yi yanımızda görmek zorundayız" demiş olsa, o zaman bürokrasi ikna olabilir. Ancak ortada böylesi bir stratejik değerlendirme de yok. Bu nedenle bürokrasi eldekini korumaya çalışıyor.
Türkiye durumun farkında. Zaten Başkan Erdoğan'ın New York Times'da çıkan yazısına bakarsanız tam da bu aradaki boşluğa işaret ettiğini görürsünüz.
Trump'ın basit bir listesi var. O listenin bir yerinde Suriye'den asker çekmek var.
Türkiye Trump'a bunu verebilir. Bürokrasi bununla ilgilenmiyor. Ama Trump için çok önemli. Bu nedenle Türkiye aynı noktaya vurmaya devam etmeli.
Trump'ın verdiği bir söz var. Ve o sözden dönebilecek durumda değil.
Türkiye bu konuyu sürekli gündemde tutmalı ve öncelikle Trump'la çalışmayı düşünmeli. Bolton gibi süreci akamete uğratmak isteyenlerden kaçınmak gerekiyor. Her geldiklerinde detayları masaya yatırıp kavga çıkarmak isteyecekler.
Trump'tan daha önde bir teklifle gelmediği müddetçe Türkiye onları geri gönderecektir.