Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN BASRİ YALÇIN

Yenilenen ve güçlenen Türkiye algısı

Çarşamba günü Londra'da Türkiye konulu bir panele katıldım.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı'nın "Turkey Today" başlığıyla yaptığı panel serisinin dördüncüsüydü.
New York, Berlin ve Buenos Aires'ten sonra şimdi de Londra'da gerçekleşti. "Naval and Military Club'ın" şık salonundaki toplantının tüm organizasyonu Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Fecir Alptekin öncülüğündeki bir ekip tarafından yapıldı.
Panelin moderatörlüğünü Lady Olga Maitland yaparken, Cumhurbaşkanlığı Başdanışmanı Gülnur Aybet, Chatham House'dan Claire Spencer ve ben birer konuşma yaptık.
İngilizlere Türkiye'nin dış politikasını ve güvenlik önceliklerini anlatmaya çalıştık.
İngiltere ve Türkiye ilişkilerinin nasıl şekillenebileceğini ele aldık.
Tabii bu sıralar İngilizlerin kendi derdi büyük. Tam panel saati May hükümetini düşürmeye çalışan bir güven oylaması yapıldı. Panele gelen İngiliz dinleyicilerin doğal olarak bir gözü de Parlamento'dan gelecek haberdeydi. Ancak buna rağmen muazzam bir katılım vardı. Daha önemlisi dinleyicilerin dikkati çok üst düzeydeydi.
Türkiye'ye yönelik ilginin arttığını ve yeni bir boyut kazandığını söyleyebilirim.
Türkiye'nin son dönem ortaya koyduğu dış politika performansı büyük merak uyandırıyor. Bu tür toplantılarda genelde Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışan sorular gelirdi. Şimdi o gitmiş. Yerine merak ve şaşkınlıkla karışık bir ilgi gelmiş.
Ne olduğunu anlamaya çalışıyorlar.
Tabii ki hâlâ kendilerine has önyargılarını fark etmek mümkün. Bunun bütünüyle kırılmasını zaten beklemiyoruz. Batılı müttefiklerinin Türkiye'ye yeterli destek vermediğini buna karşın Türkiye'nin de kendi bağımsız politikasını geliştirebilmiş olduğunu anlamışlar.
Dünya siyasetinin geldiği noktada İngilizler Türkiye'yi anlamak ve onunla iş yapabilmek gerektiğini fark ediyor diyebilirim. İlgi zaten var. Ama paneldeki sorulardan anladığım kadarıyla bilgi de var. Özellikle genç akademisyenler Türkiye'nin yeni güvenlik ve dış politikasını derinlemesine inceliyor.
Hatta bazen yerli ve milli silah sanayiine dair oldukça teknik sorular bile gündeme geldi. Ne kadarının yerli üretim olduğu ve silah sanayiinin neyi hedeflediği gibi konular bile tartışmaya açıldı. Bunlara elimizden geldiğince cevap vermeye çalıştık. Ancak gördüğüm kadarıyla İngilizler zaten bundan böyle kendileri de bunu çalışma gündemlerinde öne taşıyacak.
Türkiye zor bir yoldan geçti.
Altı yıllık Suriye krizi çok canımızı yaktı. Müttefiklerimiz destek olmak yerine köstek oldu. Ancak Erdoğan'ın dediği gibi "kötü komşu insanı ev sahibi yaparmış." Şimdi Türkiye yeni bir yaklaşım üretebilmeyi becerdi ve bu da diğer ülkelerin dikkatini çekecek hale geldi. Bu tür gelişmeleri İngilizler daha hızlı koklayabiliyor.
Ancak yakın zamanda diğer ülkeler de bunun farkına varacak diyebilirim.
Türkiye artık Batı'nın kenarında bir ileri karakol değil. Kendi başına ayakta duran ve aynı anda çoklu güvenlik alanlarında sonuç üretebilen bir aktör haline geldi.
Şimdi herkes o aktöre biraz merak biraz da ilgiyle yaklaşıyor. Bizim de işimiz bu yeni gerçekliği anlatabilmek olmalı.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA