Uzmanlar yakın bir zamana kadar kadınların kalp krizi belirtilerinin atipik olduğunu, erkeklerin de tipik belirtiler gösterdiklerini düşünüyordu. Geleneksel bilgi buydu ama doğru olmadığı ortaya çıktı. Bazı hastalıklara karşı bir cinsiyet diğerinden daha fazla risk altında olabiliyor. Bazı hastalıkların belirtileri de cinsiyetler arasında farklılık gösterebiliyor. Yapılan son çalışmalara kadar, kalp hastalıkları da bunlardan biriydi.
Uzun bir süredir kadınların erkeklerden farklı kalp krizi belirtileri yaşadıkları düşünülüyordu. Yapılan yeni araştırmalar bu tezi tersine çevirdi. Kalp krizinin en yaygın belirtisi olan göğüs ağrısının kadın ve erkekler de ayrı derecede görüldüğü ortaya çıktı.
KADINLAR DAHA ÇOK BELİRTİ YAŞAYABİLİYOR
Aradaki tek fark kalp krizi geçiren kadınların diğer belirtilerin yanında nefes darlığı, mide bulantısı veya yorgunluk gibi ek semptomları (belirtileri) bildirme olasılığının daha yüksek olması.
Göğüs ağrısı olan hastaların değerlendirilmesine ilişkin yeni kılavuz, tıp camiasının kadın ve erkeklerin kardiyovasküler hastalıkları (kalp damar hastalıkları) nasıl deneyimledikleriyle ilgili temel farklılıklara ilişkin anlayışta daha geniş bir değişimin parçasıdır.
Yakın zamanda ortaya atılan bir başka tez, her 5 kişiden birini etkileyen kalp yetmezliği ile ilgili. Kadınların, korunmuş ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetmezliği adı verilen belirli bir tipe sahip olma olasılığının daha yüksek olduğu düşünülüyor. Bu, kalbin sert olduğu ve iyi pompalayamadığı anlamına gelir. Yakın tarihli araştırmada, obez erkeklerle karşılaştırıldığında, obez kadınların korunmuş ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetmezliği geliştirme olasılığının daha yüksek olduğu öne sürülüyor. Ek olarak, 2020'de yapılan bir araştırmaya göre, korunmuş ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetmezliği bulunan kadınlar, kalpleri vücudun ihtiyaçlarına ayak uydurmakta daha zorlandığı için egzersiz yapmakta daha zorlanırlar.
Ne yazık ki bilim, daha çok kadınları etkileyen bu kalp yetmezliği türü için henüz etkili bir tedavi yöntemi belirleyemedi. Erkeklerde en sık görülen, düşük ejeksiyon fraksiyonlu kalp yetmezliği olarak bilinen tip için ise birçok ilaç mevcut.
KADINLARIN KALP HASTALIKLARI KONUSUNDA FARKINDALIĞI DAHA AZ
Araştırmalar kalp hastalıklarında cinsiyete özgü farklılıkları açıklığa kavuşturmaya devam ederken, özellikle kadınların kalp hastalıklarının ciddiyeti konusundaki farkındalıklarının düştüğü gözleniyor. Amerikan Kalp Derneği tarafından 2019'da yapılan bir anket, 2009'daki yüzde 65'e kıyasla kadınların yalnızca yüzde 44'ünün kalp hastalığını en çok öldüren hastalık olarak doğru bir şekilde tanımladığını ortaya koydu. Kadınların yarısından azının bu gerçeği biliyor olması ürkütücü bir durum.
GÖĞÜS AĞRISI YAŞARSANIZ BU 3 ADIMI ATLAMAYIN
Hastanelere göğüs ağrısı şikayetiyle başvuran hastaların çoğu, özellikle 65 yaş üstü kadınlardır. Ancak kadınların zamanında bakım alma olasılığı daha düşüktür, çünkü kısmen ilk önce mide bulantısı, yorgunluk veya nefes darlığı gibi diğer belirtilerden söz edebilirler. Bir kısmı da göğüs ağrısını daha az ciddi bir şeymiş gibi görmezden gelebiliyor ve hastaneye gitmeyi erteleyebiliyor. Göğüs ağrısı yaşadığınızda özellikle 3 temel adımı izlemeniz gerekir. İşte o 3 adım:
1- Ambulansı arayın. Kalp krizi geçirdiğinizi düşünmeseniz bile ambulans çağırın. Kalp krizi geçiriyorsanız hızlı bir şekilde müdahale etmek hayati önem taşıyor. Eğer kalp krizi geçirmiyorsanız da acil serviste kimse size bunun için kızacak değil.
2- Önce göğüs ağrınızdan bahsedin. Göğüs ağrısını yaşadığınız diğer belirtilerle birlikte değerlendirmeyin. Hissettiğinizin önemli olduğunu bilin ve küçümsemeyin.
3- Göğüs ağrısının nüanslarının farkında olun. Bazıları göğüs ağrısını gerçek ağrı olarak yaşar, bazıları da baskı, sıkışma veya rahatsızlık hissedebilir.
KALP HASTALIKLARINDA ÜREME GEÇMİŞİ ÖNEMLİ
Bilim insanları hâlâ kardiyovasküler risklerin ve semptomların neden erkeklerde farklı olabileceğini tartışırken, son yıllarda kadınların üreme geçmişinin kalp sağlığını değerlendirmenin ayrılmaz bir parçası olduğu anlaşıldı. Kadınlarda kardiyovasküler risklerin, hamilelik sırasında diyabet veya yüksek tansiyon, menopoz yaşı ve belirtileri ile geçmiş kısırlık gibi faktörlere bağlı olabileceği düşünülüyor. Çok değil, 20 yıl öncesine kadar hamilelikte meydana gelen bir durumun kalp hastalıkları riskini etkileyebileceği düşünülmüyordu. Günümüzde ise bu durum çok önemli olabilir. Bu nedenle kalp hastalıkları şüphesiyle doktora görünüyorsanız, üreme geçmişiniz hakkında da doktorunuza bilgi verin.