Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HALİT YEREBAKAN

Yaşam kalitesini artıran Süper Güçlü Gıdalar

Sağlıksız beslenme beraberinde pek çok hastalığı getiriyor. Portakal, ıspanak, balık ve kinoa ise bağışıklık sistemini güçlendirip bizleri hastalıklardan koruyor

Obezite, kalp, karaciğer, diyabet ve bunun gibi pek çok hastalık, çağımızın maalesef en yaygın hastalık türlerinin başında geliyor. Bu hastalıkların temelinde ise çoğunlukla zararlı alışkanlıklar, sağlıksız beslenme ve hareketsizlik yer alıyor. Özellikle sağlıksız beslenme, başka hastalıkların ortaya çıkmasına ve yaşamın aksamasına sebebiyet veriyor. Sıkı bir diyet takipçisi olamıyor ya da diyet programlarını uygulamakta zorlanıyorsanız, birazdan bahsedeceğim gıdalar tam size göre. Kanserden bağışıklık sistemine pek çok alanda faydası bulunan bu süper gıdalarla yaşam kalitenizi artırmanız mümkün.

SONBAHARDA C VİTAMİNİ ÖNEMLİ
Özellikle mevsim geçişlerinde bağışıklık sisteminin zayıflaması pek çok hastalığı beraberinde getiriyor. Tam bu noktada ise sonbaharın eşsiz meyvelerinden olan narenciyeler, enfeksiyonlara karşı savunma görevi üstleniyor. Eminim birçoğunuz turuncu renkteki bu meyveleri, yüksek C vitamini kaynağı olmaları sebebiyle kış ayları boyunca grip ve benzer hastalıklardan korunmak için tüketiyorsunuz. Oysa narenciyelerin; kanserden korumak, kalp hastalıkları riskini azaltmak ve tansiyonu düşürmek gibi bilinenin dışında faydaları da var. Portakal, limon, greyfurt ve mandalina gibi narenciye sınıfına giren meyveler, ilk olarak Güney-Güneydoğu Asya ve Avustralya'da yetiştirilmeye başlanmış.
Şimdilerde hem faydalı, hem de lezzetli oluşları sebebiyle tüm dünya genelinde (Türkiye de dahil) üretiliyor. En çok tüketilen narenciyelerden biri de portakal.
Dünya genelinde sadece bir yılda ortalama 70 milyon ton portakal üretiliyor.
Yapılan araştırmalar gösteriyor ki narenciyeler, içerdikleri flovonoid ve fitokimyasallar sayesinde kanser oluşumunu önleyici etkiye sahipler. (Fitokimyasallar; meyve ve sebzelerde bulunan bioaktif kimyasal maddelere verilen ortak addır.) Araştırmalar, bu kimyasallar arasında yer alan hesperetin ve naringenin adlı maddelerin; antioksidan etkileri sebebiyle, tansiyonu düşürücü etki gösterdiklerini ve kötü kolesterol olarak bilinen LDL oranında düşüşe sebep olduklarını gösterdi.

PORTAKAL KOLE STEROLÜ DÜŞÜRÜR
Portakalın kolesterol düşürücü etkisi, diğer faydalarının yanında en çok dikkat çekeni. Amerikalı ve Kanadalı bilim adamları konu hakkında ortak bir çalışma yapmışlar.
Journal of Agricultural and Food Chemistry adlı dergide yayınlanan araştırma sonuçlarına göre, portakalın kabuğunun hemen altında ve meyve yüzeyinde yer alan beyaz kısmın içerdiği vitamin ve mineraller, kötü kolesterolü düşürmede ilaçlar kadar etkili! Bahsedilen araştırmada; seçilen hayvanlar, belirlenen bir süre dahilinde narenciyeden zengin beslenmişler ve VLDL ve LDL (iki tip kötü kolesterol) seviyelerinde ciddi oranda düşüş gözlemlenmiş. Portakalın genellikle çöpe attığımız beyaz kısmının sahip olduğu mucizevi etkiler, hem ilaçlara harcadığınız paranın cebinizde kalmasına, hem de doğal yollarla şifa bulmanıza yardımcı olacaktır. Son yıllarda keşfedilen bu beyaz mucize hakkındaki araştırmaların artarak devam edeceğinden hiç şüphem yok.

KİNOA YÜKSEK MİKTARDA LİF İÇERİR
Son yıllarda, daha önce adını duymadığımız ancak şimdilerde faydaları saymakla bitmeyen gıda maddeleri duyar olduk.
Kinoa da bunlardan biri. Üstelik sayısız tarife eklenerek lüks restoran ve kafelerin mönülerine girmeyi dahi başardı. Kinoa;
Güney Amerika'nın And dağlarında yetişen, ıspanak ve pancar gibi bitkilerin alt familyasında kendisine yer bulan tahılımsı bir bitki tohumudur. Bundan yüzyıllar önce bazı kabilelerin ana besin kaynağı olan kinoa, şimdilerde saymakla bitmeyen faydalarıyla yeniden tercih edilmeye başlandı.
Kinoanın diğer bilinmeyen faydaları ise şunlardır:
Kinoa egzersiz programınızı olumlu etkiler: Pişmiş kinoa, USDA besin veri tabanına göre, fincan başına yaklaşık 8 gram protein içeriyor. Ayrıca vejetaryenler için eksiksiz birkaç proteinden biridir.
Yani vücudunuzun ihtiyaç duyduğu dokuz temel amino asiti içerir. Bu nedenle size ağırlık kaldırma ve uzun toplantılar için enerji verecektir.

SAĞLIKLI KİLO VERMEYE YARDIMCIDIR
Sağlıklı sindirimi destekler: Bir fincan kinoa, 5 gram lif içerir. Diyetinizde yeterli lif seviyeleri; daha iyi sindirime, düşük kolesterol düzeylerine, kan şekerini kontrol etmeye ve sağlıklı kilo vermenize yardımcı olur.
Doğanın çoklu vitaminidir: Kinoa; demir, magnezyum, kalsiyum, potasyum, folat (bir B vitamini) ve benzerleri için inanılmaz bir kaynaktır.
Vitamin takviyelerinizi tamamen ortadan kaldırmayabilirsiniz ancak kesinlikle birkaç kutuyu hayatınızdan çıkartmaya yardımcı olacaktır.
Kinoa iyi bir karbonhidrattır: Kinoanın yüksek protein ve lif seviyeleri nedeniyle vücudunuzdaki şekere daha hızlı dönüştüren diğer tanelerden daha iyidir. Ayrıca doğal olarak düşük kalorilidir.
Çok yönlü ve lezzetlidir: Kinoanın genellikle salatalar için daha iyi olduğunu düşünebilirsiniz. Ama aslında birçok yemeğe lezzet katar. Kinoayı; vejetaryen burger haline getirin veya kahvaltı için püresini yoğurtla birlikte deneyin, çorbalarınıza katın. Kinoa birçok ünlü şefin tariflerinde baş köşede yer alıyor. Şimdilerde lüks restoran ve kafelerin mönülerinde de yer almaya başladı bile.

HAFTADA BİR ISPANAK TÜKETİN
Demir; kırmızı kan hücrelerinin vücudunuz boyunca oksijen taşımasına yardımcı olurken, bağışıklık sisteminin işlevlerini yerine getirmede önemli rol oynar. Ulusal Sağlık Enstitüleri'ne göre yetişkin bir bireyin günde ortalama 5-10 mg. et tüketmesi gerekir. Herhangi bir diyet programı uyguluyorsanız, günlük demir tüketim miktarınız 8-27 mg. arasında olmalıdır. Koyu yapraklı yeşillikler, özellikle de ıspanak, adeta demir deposudur. Üç bardak ıspanak yaklaşık 18 mg. demir içerir. Ispanak ve yeşillikten zengin bir salatayla günlük demir ihtiyacınızı karşılayabilirsiniz. Dolayısı ile haftada bir mutlaka ıspanak tüketmelisiniz.

BALIKSIZ ASLA!
Araştırmalar, haftada iki öğün balık yemenin kalın bağırsak kanserine yakalanma olasılığını düşürdüğünü ortaya koyuyor. Son yıllarda yapılan araştırmalar göstermiştir ki; haftada beş kez ve daha fazla balık tüketenlerin kolon kanserine yakalanma riski, bir ve daha az öğünde balık yemeyi tercih edenlere göre yüzde 63 daha azdır. Daha az zararlı madde içereceği için küçük balıkları tercih etmenizde de yarar var. Yapılan araştırmalar sonucunda; dioksin adı verilen ve insan sağlığına son derece zararlı olduğu bilinen toksit maddenin kültür balıklarında 11 kat daha fazla bulunduğu da ortaya çıktı. Bir başka araştırma ise antioksidanların, egzersizin vücudunuza koyduğu iltihabı ve stresin azalmasına yardımcı olabileceğini gösteriyor. Gücünüzü tamamen artırabilmek için, yediğiniz balığın yeterince iyi yağ içerdiğinden emin olun. Somon, ton balığı, uskumru ve sardalya gibi omega-3 yönünden zengin balıkları tüketin.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA