Bel ağrısı, en sık şikayet edilen ağrıların başında geliyor. Yapılan araştırmalara göre, 50 yaş üzerindeki kişilerin yüzde 90'ı ve çalışan kişilerin yüzde 50'si hayatlarında bir kez olsun bel ağrısı yaşıyor. Aynı araştırma, işe gitmeme mazeretlerinin yüzde 40'ının bel ağrısı şikayetinden olduğunu da gösteriyor.
Toplumumuzda bel ağrısı, şikayetler arasında belki de ilk sırada yer alıyor. Bunun en önemli sebebi, bedenimize iyi bakmayı alışkanlık haline getirememiş olmamız. Eğilip kalkarken, yük taşırken, hatta otururken bile pozisyonumuza dikkat etmemiz gerekir. Bel ağrısından korunmanın yoları şunlardır:
Doğru duruşu benimseyin; başınız yukarıda, omuzlar düz, göğsünüz ileride olmalı.
Fazla kilolarınızdan kurtulun.
Günde iki saatten fazla araba kullanmamaya özen gösterin.
Uzun topuklu veya topuksuz ayakkabı giymeyin. Ayakkabınızın topukları normal, ökçeleri yumuşak olmalı.
Cisimleri bir yerden başka bir yere taşırken belinizin eğik değil de dik pozisyonda olmasına dikkat edin.
BELİNİZİ DİK TUTUN
Herhangi bir ağırlığı taşımanız gerekirse yükü vücudunuza simetrik olarak paylaştırdıktan sonra taşıyın.
Hafif dahi olsa yerden bir cismi alırken dizlerinizi kırın ve çömelerek alın. Yükü belinizle değil, bacaklarınızla kaldırın.
Bir eşyayı alırken ona doğru uzanmayın, yanına iyice yaklaşın ve öyle alın.Bir cismi yerden alırken de önce onu bedeninize doğru yaklaştırıp sonra yükseltin.
Bir eşyayı taşırken onu gövdenize yakın tutun. Taşınacak eşya vücudunuza ne kadar yakın olursa, omurganıza binen yük o kadar azalacaktır.
Ağır bir yükü belinizden daha yükseğe kaldırmayın. Yük elinizde iken dönmeniz gerekiyorsa belinizle değil, ayaklarınızın yerini değiştirerek dönün.
Bir cismi taşırken ayaklarınız yere sağlam basmalıdır. Her iki ayağınız arasındaki mesafe yaklaşık omuz genişliğinde olmalı ve ayak uçlarınız dışa bakmalıdır.
Sandalye veya koltukta otururken dik bir pozisyonda olmaya gayret edin ve bunu alışkanlık haline getirin.
Her gün en az 15 dakika yürüyün.
Ani hareketlerden sakının.
Sandalyeden kalkarken bir ayağınız diğerinin önünde olmalı, bacak kaslarınız ve kollarınızın yardımıyla kendinizi yukarıya doğru iterken sırtınız dik pozisyonda bulunmalı.
BEYAZ PEYNİR, YOĞURT YİYİN
Her gün beyaz peynir veya bir tabak yoğurt yemeyi ya da bir bardak az yağlı süt içmeyi adet haline getirin. Güneş ışığından yeterince istifade edin.
Sandalye veya koltuğa
için kendinizi sanki düşüyormuş gibi aniden bırakmayın. Yavaş yavaş, kontrollü olarak oturma pozisyonuna geçin.
Sırt üstü yatarken yüksek yastık kullanmayın.
Çocuklarınız oturarak ders çalışırken öne veya yana eğik durmamaları konusunda onları sık sık uyarın. Masada uzun süre çalışması gereken kişilerin öne eğilmemeleri için çalışma yüzeyinin bir miktar eğimli olmasında yarar var. Masanızın altına da ayak dinlendirme basamağı koyun.
Raflardan kitap veya herhangi bir eşyayı alırken önce ayağınızın altına yükseltici bir şey koyun ve o eşyanın hizasına yükseldikten sonra alın.
Çamaşır asarken yukarıya doğru uzanarak belinizi germeyin. İpin seviyesini boyunuza göre ayarlayın.
Ayakkabınızı bağlamanız veya benzer bir hareket yapmanız gerekiyorsa, çömelerek veya yüksekçe bir cismin üstüne basarak yapın.
Yataktan kalkarken önce tam yan dönünün, daha sonra ellerinizle yandan destek alarak oturur pozisyona geçin ve öyle kalkın.
UZUN SAPLI SÜPÜRGE KULLANIN
Otomobil kullanırken koltuğunuz sert olsun, arkaya dayandığınızda koltuk, belinizi desteklesin ve adeta kavrasın.
Uzun yola çıkarken de belinizi ince bir yastıkla destekleyin.
Çocuklarınız okula giderken çantalarında mümkün mertebe az yük taşıtmaya çalışın.
Ütü yaparken tek ayağınızın altına 15-20 santimetre yükseklikte bir cisim koyarak hafifçe yükseltin; belinizin rahatladığını göreceksiniz.
Bir süre sonra basamağın üzerine öbür ayağınızı koyun.
Elektrikli süpürgeyle veya paspasla yerleri temizlerken öne doğru eğilmeyin ve belinizi dik bir pozisyonda tutmaya gayret edin. Bu nedenle uzun saplı süpürge kullanmak daha yararlı olacaktır.
Parmak ucunda yürüyün
Bel ağrısı ile mücadele ediyor ve bir türlü doktora gitmiyorsanız, durumunuzun ciddiyetini anlayabilmeniz için evde yapabileceğiniz basit testler mevcut:
Topuklarınızın üzerinde yürüyün: Düz bir zeminde topuklarınızın üzerinde yürümeyi deneyin.
Eğer yürürken bir ayağınız geride kalıyor, düşüyor ya da diğeri kadar kalkmıyorsa dikkat; ilerlemiş bel fıtığınız olabilir! Hiç vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmanız gerekir.
Parmak ucunda yürüyün: Parmak ucunda yürürken, ayaklarınızdan birinde aksamalar oluyorsa, dikkat! İlerlemiş bel fıtığınız olabilir. Hiç vakit kaybetmeden doktorunuza başvurmanız gerekir.
Çömelin ve kalkın: Ayaklarınızı omuz hizanızda açın ve dizlerinizi kırarak çömelin. Birkaç saniye bekleyin ve destek almadan ayağa kalkın.
Ayak bileği incinmesine dikkat!
Hemen hemen herkes hayatında bir kez olsun ayak bileği incinmesi, burkulması ve benzeri sorunlar yaşamıştır. Sahibini adeta koltuğa bağlayan, günlük rutinleri bile yerine getirmesini engelleyen ayak bileği problemleri sandığınızdan daha önemli sonuçlara varabilir. İncinme ve burkulma gibi sıklıkla başınıza gelen durumlar; ayak bileğinde şişme, ilgili eklemde tutukluk ve güç kaybına neden olur. Bu gibi durumlarda muhakkak uzman bir doktora başvurmalısınız. Vücudunuzun hangi bölgesinde olursa olsun kırıklar, çok daha ciddi tedaviler gerektirebilir. Uzun süre alçıya alma, bir süre koltuk değneğine bağımlı kalma, hatta ameliyat olmak bile kırık tedavisi sürecinde başınıza gelebilecekler arasında yer alır.
SAKİNLİĞİNİZİ KORUYUN
Ayak bileği zedelenmelerinde ilk müdahale önemlidir ve bu aşamada iş size ve yakınlarınıza düşer. Bu konuda yapmanız gerekenler şöyle sıralanabilir:
Dinlenmek: Ayak bileğinizde bir sıkıntı geliştiğinde, mümkün olduğu kadar ayakta durmamaya çalışın. Böylece, problemli bölgedeki basıncı azaltacak ve zedelenmeyi daha ileri taşımamış olacaksınız. Özellikle kaza gibi durumlarda sakinliği korumak önemlidir.
Buz tedavisi uygulamak: Soğuk uygulama, zedelenmiş bölgede gelişen şişlik ve ağrı gibi durumların şiddetini azaltmaya yardımcı olur. Doktorunuza ulaşana kadar geçen sürede belli aralıklarla ve 20 dakika süreyle buz kompresi uygulamak, ağrı ve şişliği azaltacaktır. Buzu, zaten hassas olan bölgeye direkt uygulamayın. Bir bez ya da benzer bir koruyucu içine koyun.
Bandaj uygulamak: Hasar gören bölgeyi sarmak, oluşan şişliği hafifleteceği gibi bileğinizi de destekler. Ancak bileğinizi sararken, kan dolaşımınızı kısıtlamadığınızdan emin olmanız gerekir. Bu, farklı sıkıntıların gelişmemesi için çok önemlidir. Bileğinizi elastik bandajla sardıktan sonra bölgede gelişenlere dikkat edin.