Yaz geliyor; güneş yüzünü göstermeye, giysilerimiz incelmeye ve kış boyu aldığımız kilolarımız ortaya çıkmaya başladı. Yazının devamında duymayı hayal ettiğiniz mucize bir formül yok maalesef. Ancak biraz çaba ve söz dinleme azminiz varsa, mucize gibi bir sonuca ulaşmanız mümkün. Bölgesel yağlanma, hangi bölge söz konusu olursa olsun son derece rahatsız edici bir durumdur ki göbek bölgesi yağlanması en çok şikayet edilen bölgelerin başında gelir. Yağ hücrelerinin nerede ve ne miktarda toplanacağı büyük ölçüde genetik faktörlere bağlıdır. Yaş itibariyle değişen hormonların da etkisi yadsınamaz elbette. Özellikle menopoz sonrası kadınlarda değişen hormon seviyeleri, yağlanmaya daha müsait bir metabolizma anlamına gelir. İnsan bedeni yağ depolama sistemini, uzun süren açlık zamanlarıyla mücadele edebilmek için geliştirmiştir. Birçoğunuz zayıflamak için aç kalma yoluna gidiyor. İşte en büyük yanlış! Bedeniniz, 'Sahibim estetik kaygı ile zayıflamaya çalışıyor' ile 'Açlık süresi çok uzadı, kendimi korumaya almalıyım, yağ depolamam gerek' arasındaki farkı algılayamaz. Yani siz öğünlerinizi azaltma ya da uzun süre aç kalma yoluna gittiğinizde bedeniniz, alarma geçer ve yağlanmaya başlar.
İÇ YAĞLANMADAN KURTULUN
Göbek bölgesindeki yağlanma, iç yağ ve deri altı yağ olmak üzere iki şekilde meydana gelir. İç yağlanma, karın içi organları çevreleyen yağlardan oluşur. Farklı hastalıklara sebep olması açısından incelendiğinde, en tehlikeli yağlanma türüdür. İnsülin rezistanı, şeker hastalığı, meme kanseri ve safra kesesi hastalıkları; iç yağlanmanın sebep olduğu hastalıklar arasında sayılabilir. İç yağlanmadan kurtulmak, diyetle mümkündür. Deri altı yağlanması ise mücadele etmenin daha zor olduğu yağlanma türüdür. Yağlanma söz konusu olduğunda, yediklerimizin sahip olduğu kalori miktarının mı yoksa içeriklerinin mi daha suçlu olduğunu merak eden bilimadamları, 2007
yılında bir araştırmaya imza atmışlar. Elde ettikleri sonuca göre, ikisi de suçlu. Araştırmada aynı kaloriye fakat farklı besin değerlerine sahip üç beslenme programı düzenlenmiş. 62 yaş civarında, ailesinde diyabet geçmişi olan, insülin direnci gelişmiş 11 obez katılımcı; 28 gün boyunca özel bir program ile beslenmişler. Uzmanlar tarafından hazırlanan programda toplamda 1600 kalorilik bir mönü katılımcılara, her biri 400 kaloriye denk gelecek şekilde günde dört öğün şeklinde yedirilmiş. Sonuçta kilo-yağ dengesinde bir değişim olmamış ancak karbonhidrat ağırlıklı beslenilen günlerde vücut yağının göbek bölgesine doğru biriktiği gözlemlenmiş.
ACI BİBERİ KAHVALTIDA YİYİN
Yapılan araştırmalar, karın bölgesi yağlarından kurtulmak için bölgesel jimnastik yerine özel bir beslenme planı uygulamanız gerektiğinden bahsediyor. Uzmanlar, metabolizmanızı hızlandırmanın, tüm vücuttan zayıflamanız için ilk kural olduğunu belirtiyor. Öncelikle metabolizmanızı hızlandıracak ipuçlarını dikkate almalısınız. Bibere acı tadını veren mucize madde capsaisin, bedene girdiği andan itibaren 30 dakika boyunca metabolizmanızı yüzde 20 oranında hızlandırıyor. Hızlanan metabolizmanız sayesinde tüm bedenden zayıflamanız mümkün ancak acı biberin özellikle karın bölgesinden zayıflamanıza yardımcı olduğu da biliniyor. Acı biberi sabahları tüketmeniz tavsiye ediliyor. Ayrıca acı biber salçasıyla hazırlayacağınız kahvaltılık sosla da aynı etkiyi yakalayabilirsiniz.
GÜNDE İKİ FİNCAN YEŞİL ÇAY İÇİN
Omentum; organlarımızı kaplayan ve yağ hücrelerinden meydana gelen bir tabakadır. Beslenme şeklimize göre genişleyerek büyürler. Omentum ile başa çıkabilmeniz için kendisini oluşturan yağ hücrelerini boşaltmanız gerekir. Bunun için tavsiye edilen bir mucize var: Yeşil çay. Yapılan araştırmalara göre, yeşil çayın içindeki maddeler yağ hücrelerini parçalamada çok etkili. Her gün iki fincan yeşil çay içmek, beklenen etkinin gerçekleşmesi için yeterli.
YEMEKLERE AKASYA TOZU SERPİN
Akasya tozu, akasya ağacının kabuğunda bulunan bir toz. Yapılan araştırmalar, zayıflamanın en önemli yardımcılarından olduğunu gösteriyor. Akasya tozunu, baharatlar gibi yemeklerinizin üzerine serperek tüketebilirsiniz. Ancak bu tozu kullandığınız öğünlerde bol su tüketmeniz gerekiyor. Su, tozun etkisini artıran en önemli unsur.
SİNDİRİM SİSTEMİNİZE AİT BAKTERİLERİ DOĞRU YÖNETİN
Bakteri denince akla ilk gelen, zararlı olduklarıdır. Oysa bedenimizde bulunan bazı bakteriler faydalıdır. Buna en iyi örnek, bağırsak bakterileridir. Bağırsaklarda sindirime yardımcı iyi bakteriler bulunur. Yanlış beslenme sonucu artan zararlı bakteri miktarı, bağırsak duvarında yanmaya ve şişliğe sebep olur; bu durum büyük bir göbek olarak göze çarpar. Yediklerimizi kontrol ederek bu şişlikten kurtulabiliriz. Turşu, bu iş için birebirdir. Yapılan araştırmalar, salatalık ve lahana turşusunda bulunan yararlı probiyotiklerin zararlı bakterilerin ölmesinde etkili olduğunu gösterdi.