Göz ve kulak, insan gelişiminin en önemli organlarıdır. Görme ve duyma, algılamayla başlayan gelişme sürecinde adeta bir anahtar vazifesi görür. Görme kusurları gelişmeye başladığında birçoğumuz vakit kaybetmeden bir uzmana başvururuz. Bulanık görme, uzak ya da yakını net görememe şikayetleri, bizi bir uzmana götüren en belirgin şikayetlerdir. Bunlar dışında kalan şikayetler genelde ihmal edilir ya da ertelenir. Oysa diğerlerinden çok daha önemli olabilirler! Retina dekolmanı, erken teşhisin hayati öneme sahip olduğu göz hastalıklarından biridir. En basit ifadeyle retinanın yerinden ayrılması (görmeden sorumlu ağ tabakanın destek dokusundan ayrılması) olarak tariflenebilecek bu hastalık, gözde sinek uçuşması ya da ani flaş patlamaları şeklinde belirtiler gösterir ve tedavi edilmediğinde kalıcı görme kaybına sebep olabilir. Göz, ilerleyen tıp bilimine ve her geçen gün kalitesi artan araştırmalara rağmen bazı işlevleri itibariyle hâlâ muamma içeren kısımlara sahip bir organ. Retina (ağ tabaka), görme işlevi için gerekli en önemli organdır. Tam olarak nasıl çalıştığını anlamak için bu ağ tabakasını fotoğraf makinasının filmine benzetebiliriz.
RETİNA GÖZ DUVARINDAN AYRILIR
Sağlıklı bir gözde bu ağ tabakası, göz duvarındaki hücre tabakasına yapışık halde bulunur. Herhangi bir sebeple ikisi arasına sıvı dolaması, birbirlerinden ayrılmalarına sebep olur ve bu durum; retina dekolmanı olarak adlandırılır. Yapılan araştırmalar, bu hastalığın seyrek görülen göz hastalıkları arasında yer aldığını belirtiyor. Görülme sıklığı on binde bir olarak ifade ediliyor. Ancak seyrek görülüyor olması ihmal edilmesi gerektiği anlamına gelmiyor. Kendi içinde iki türe ayrılan retina dekolmanın ilki yırtıklı, ikincisi yırtıklı olmayan dekolmandır. Yırtıklı dekolmanda, göz içi sıvısı, yırtık sebebiyle oluşan aralıktan retinanın altına yol bulur ve sızar. Yırtıklı olmayan dekolmanda, retina çekintiye uğrar ve altındaki damarsal tabakadan sıvı kaçağı gelişir ve ayrılma gerçekleşir. Yüksek tansiyon, gebelik ve şeker hastalığı ikinci tip dekolmanın gelişme sebepleri arasında sayılabilir.
ANİ ŞİMŞEK ÇAKMALARINA DİKKAT!
Retina dekolmanının en bilinen belirtileri, ani şimşek çakması ve görüş alanında sinek uçuyormuş gibi hissettiren noktaların belirmesidir. Sinek uçuşması olarak tarif edilen görüntünün oluşmasının iki sebebi vardır. İlki, gözü dolduran jölemsi maddenin sıvılaşması sebebiyle küçük yoğunlaşmaların oluşmasıdır. İkincisi ise, yırtılmayla gelişen dekolmanda göz içinde kanama olmasıdır. Işık çakması olarak tarif edilen retina dekolmanı belirtisi, hareketli jölenin retinaya yapışık olduğu yerden yaptığı çekintidir. Retina, enerjiyi ışık olarak algılar. Bu sebeple gelişen çekinti, retinada ışık etkisi yapar. Retina dekolmanı, zamanında müdahale edilmediği takdirde, ilerleyerek merkezi görmeyi etkiler. Hiç istenmeyen bu sonuç, kalıcı görme kusurları ile neticelenebilir. Retina dekolmanı tedavisi için geliştirilen yöntemler, hastalığın iyileştirilmesinde son derece başarılı sonuçlara götürebiliyor ancak vaktinde müdahale çok önemli. Damar tıkanıklığı denince bir çoğumuzun aklına kalbe giden ana damalardaki tıkanıklıklar gelir. Oysa retinaya bağlı damarlarda da tıkanıklıklar meydana gelebilir ve neticesinde ciddi görme kusurları gelişir. İnsan vücudu muhteşem bir sistemde çalışır ve tüm parçalarda, kanı taşıyan (atar damarlar) ve uzaklaştıran (toplar damarlar) olmak üzere iki ana damar görev alır. Retinaya kanı getiren ve retinadan kanı uzaklaştıran iki damar vardır. Retinal damar tıkanıklığı genelde toplar damarda görülür ve şiddetiyle ilişkili seviyeleri vardır. Yapılan araştırmalar, retinal damar tıkanıklığının sık rastlanan bir hastalık olduğunu ifade ediyor. Retinal damar tıkanıklığı, en çok yüksek tansiyonlu kişilerde görülüyor.
SİGARA İÇMEK GÖZ HASTALIKLARINA SEBEP OLUYOR
Sigara içmenin insan vücuduna verdiği zararlar, saymakla bitmez. Ancak bugünün konusu göz olduğundan, sigara içmenin görme gibi hayati önem taşıyan bir duyuya ne gibi zaralar verdiğinden bahsetmek istiyorum. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu (sarı nokta hastalığı olarak bilinir ve görme netliğinin kaybolmasıdır), katarakt, kuru göz (göz yaşı dengesinin bozulması durumu) ve diyabetik retinopati (şeker hastalığının retinaya ait damar ve sinirleri etkilemesi) gibi göz hastalıklarının gelişmesi ve hızlanmasının sebepleri arasında yer alır.
KATARAKT SIK GÖRÜLÜR
Sigara kullanımı saydığım bu göz hastalıklarının bazısında gelişme, bazısında hızlı ilerleme sebebidir. Yapılan araştırmalar, kataraktın sigara içenlerde daha sık görüldüğünü ifade ediyor. Yaşa bağlı makula dejenerasyonu genelde 50 yaş ve üzeri kişilerde görülür. Bu yaş grubunda her 4-5 kişiden birinde, 85 yaş üzerinde ise her iki kişiden birinde rastlanan bu hastalık, bir gözde olabileceği gibi her iki gözde de olabilir.
ÖDEM VE KANAMA ETKİLİYOR
Retinal damar tıkanıklığının en önemli belirtileri arasında yer alan görme azlığı, ödem ve kanamanın görme merkezini etkilemesi sonucu gelişir. Retinal damar tıkanıklığı, görme merkezini etkileme seviyesine göre belirti verir. Eğer görme merkezi henüz çok etkilenmediyse hastalar, görme alanın bir kısmında bulanıklık olduğu şikayeti yaşarlar. Retinal damar tıkanıklığı, retinadan kanı uzaklaştıran toplar damarda oluşabileceği gibi, retinaya kan taşımakla görevli atar damarda da meydana gelebilir. Retinal damar tıkanıklığı atar damarda meydana geldiğinde oluşan tablo, kalp krizine benzetilebilir. Retinaya ait atar damarda tıkanıklık oluşması, gözün kalp krizi olarak isimlendirilebilir. İlkinden çok daha ciddi bir tablodur. Genelde kan pıhtılarının retina arterini tıkaması sonucu gelişir ve en önemli belirtisi ani görme kaybıdır. Retina, yoğun sinir dokusuna sahiptir ve bu sinir dokusunun uzun süre oksijensiz kalması (kan gitmemesi), kalıcı olabilecek hasar anlamına gelir. Retinal damar tıkanıklığının atar damarda gerçekleşmesi halinde acil müdahale çok önemlidir. Ani görme kaybı yaşandığında ilk 24-48 içinde muhakkak bir uzmana baş vurulmalı ve vakit kaybetmeden tedaviye başlanmalıdır.