Başbakan Erdoğan, 11.5 yılda, 3 genel seçim, 3 mahallî seçim ve 2 referandum olmak üzere millet iradesinin karşısına 8 defa çıktı. Erdoğan ve AK Parti, her defasında büyük seçim zaferleri kazandı. Recep Tayyip Erdoğan'ın 30 Mart Seçimleri ile kazandığı son zaferi, Türk Milleti'nin basiretini ve O'nun inkâr edilmez muvaffakiyetini göstermektedir.
Demokrasi tarihimizde bu kadar başarılı bir siyasî iktidar ve böylesine güçlü bir lider görülmemiştir. Dünya siyasî tarihinde de bu derece başarılı bir lider olduğunu zannetmiyorum.
Bence Erdoğan'ın ve AK Parti'nin en büyük zaferi, 30 Mart 2014 zaferi olarak siyaset tarihimize yazılmıştır.
Açıkçası 30 Mart, normal bir seçim zaferi değildir. Bu seçimler, muhalefet tarafından iç ve dış odakların komplolarıyla düzenlenmiş saldırıların 'millî irade' duvarına toslaması neticesinde kazanılmış ve Türkiye çok büyük bir tehlikenin eşiğinden dönmüştür.
***
CHP ve
MHP başta olmak üzere muhalefetin, devlet içine sızmış yapılanmaların, yalan makinesi medyanın 2.5 ay müddetle yürüttüğü iftira kampanyaları ve yolsuzluk iddiaları, büyük milletimiz tarafından tasvip edilmemiş ve tersine tepmiştir.
Hele
Türkmenlere yardım götüren
MİT TIR'larının yolunun kesilmesi ve son üç günde devlet sırrı mahiyetindeki görüşme kayıtlarının tahrif edilerek yayınlanması,
'vatana ihanet'i açıkça sergilemiştir.
Bu seçimler,
Türkiye için bir varlık- yokluk meselesiydi. Eğer
AK Parti İktidarı ve
Başbakan Erdoğan çökertilmiş olsaydı.
Türkiye'de siyasî ve iktisadî istikrar bozulacak,
'Hedef 2023' ve
'Yeni Türkiye'ye giden yollar tıkanacak; neticede
Türkiye'nin gelişmesinin ve büyümesinin önüne set çekilecekti.
AK Parti'nin seçim zaferi, aslında milletimizin demokrasiyi ve devletini sahiplenmesidir.
***
Bundan sonra artık son üç aylık siyasî tahribatın
'restorasyonu' gerçekleşecek ve taşlar yerine oturtulacaktır. Bu maksatla devlet mekanizmasının süratle değerlendirilmesi ve hiç vakit kaybetmeden gerekli tedbirlerin alınması lâzımdır. Bu konuda şu hususlara dikkati çekmek istiyorum:
Seçimden önce son haddine ulaşan gerginlik ve kutuplaşmanın giderilmesine gayret edilmelidir.
Yargı bağımsızlığı ve kuvvetler ayrılığı konusundaki demokratik hassasiyet güçlendirilmeli, sosyal medya üzerindeki tahditler ele alınmalıdır.
Devlet içinde, özellikle
Emniyet ve
Yargı içindeki yapılanmalar tasfiye edilmeli; ancak bu yapılırken tabandaki inanç sahibi samimî insanımız korunmalıdır. Cemaat de hayır hizmetlerinin dışına çıkıp devlette kadrolaşma iddiasından vazgeçmelidir.
Yolsuzluk iddialarına karşılık, tarafsız mahkemelerin gerekli yargılamayı yapacakları vurgulanmalıdır.
İktidar grubunun başlatmasıyla yeni dönemde
Meclis grupları arasında diyalog kurulmasına çalışılmalıdır.
Güneydoğu'daki özerklik iddiaları ve emrivakiler konusunda hazırlıklı olunmalı; bunun
Türkiye'nin parçalanması anlamına geleceği aslâ unutulmamalıdır.
***
Başbakan ve
AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı ve
AK Partilileri candan tebrik ediyorum. Seçilen bütün belediye başkanlarına ve mahallî idarecilere başarılar diliyorum.
Cenab-ı Hakk'ın izniyle
'Yeni Türkiye' hedeflerine mutlaka ulaşılacağına inanıyorum.