Sevgili okuyucular, onu 28 Şubat'ın (1) numarası olarak hiç düşünmedik.
Zira, Türkiye'nin gelmiş geçmiş en silik Genelkurmay Başkanı oldu. Bir taraftan zamanın Cumhurbaşkanı Demirel onu entrikalarına âlet ederken, diğer taraftan II.
Başkanı Çevik Bir, Kuvvet Komutanları, bazı J Başkanları ondan daha fazla yetkili olabiliyorlardı. Çetin Doğanlar, Çetin Sanerler gibi zamanın Kara Kuvvetleri Kurmay Başkanı Doğu Aktulga, 28 Şubat BÇG Cuntası'nın beyni olarak gösteriliyordu.
Geçen perşembe günü, uzun süre mahkeme önünden kaçtıktan sonra, ilk ifadesini veren 28 Şubat Darbesi'nin Genelkurmay Başkanı İsmail Hakkı Karadayı, söyledikleriyle halkı şaşırttı.
Daha dün denilebilecek kadar kısa bir zaman önce meydana gelen ve herkesin bildiği hâdiseleri inkâr eden Karadayı'nın göz göre göre kamuoyunu yanıltmaya çalıştığını ve gene Karadayı için yüzlerce kişinin 'yalancı' dediğini gördük. Daha önce internete düşen ses kayıtlarında, 'Bütün darbelerde görev aldım, sicili bozuk bir adamım' diyen Karadayı, bakınız başka neler söylemiş:
- 28 Şubat aslâ bir darbe süreci değilmiş (Hani 1000 yıl devam edecekti?)
- Hükûmeti cebir ve şiddet yoluyla devirmemiş (Sincan'da tankları niye gezdirmiştiniz?)
- Ayrıca bu 'kâzip' olduğu söylenen kişi, Sincan'da dolaştırılan tanklardan da bîhabermiş.
- BÇG Cuntası'ndan haberdar olmadığını söyleyip suçu II. Başkan Çevik Bir'e attı.
Sizin anlayacağınız, bu kişi kendisine isnat edilen suçları hiç mi hiç işlememişmiş...
Bu durumda, bu adama 'yalancı' denilmesine ne dersiniz? Anlattıklarına ağlar mısınız, güler misiniz?
***
Dün gece gene gözyaşlarımı tutmakta zorlanarak
27 Mayıs kepazeliğini çok başarılı şekilde anlatan
'Ben Onu Çok Sevdim' adlı diziyi duygulanarak seyrettim. Eserin yönetmeni
Mehmet Bahadır Er'i, senaristleri,
PANA Film'i ve oyuncuları bütün kalbimle tebrik ediyorum.
Lâkin,
ATV'nin herkesin seyretmesi gereken bu baş eserin yayın saatini bir türlü iyi ayarlayamayışından şikâyetçiyim.
27 Mayıs'ta ve
Yassıada'da yapılan alçaklıkların sadece bir kısmını anlatan bu dizi, bir demokrasi ödülünü hak etmiştir. Bu diziyi, demokrasi eğitimi olarak seyrettirmek lâzımdır.
27 Mayıs'taki üç beş çapulcu, kahraman
Türk Ordusu'nu temsil edemez. Olsa olsa muhalefet hırslarıyla canavarlaşan bir namussuzlar ve şerefsizler güruhunu gösterir.
Bu grubun serencamına bakınız; tamamı da alçakça sürünerek gebermişlerdir.
Düşünebiliyor musunuz? Beş paralık suiistimali çıkmamış, bilâkis şahsî servetini devlete harcamış, milletine 10 muhteşem yıl hizmet etmiş, imanlı, milliyetperver ve vatansever bir
Başbakan bir saat sonra asılarak şehit edilecek. Altı tane askerî doktor (affedersiniz canavar), benim nur yüzlü mübarek Başbakanımı soyup makattan acılı şekilde prostat muayenesi yapıyorlar.
O'na son olarak kahkahalarla bu işkenceyi yaptıktan sonra idam sehpasına gönderiyorlar...
***
Sevgili okuyucular, bu darbeci alçaklar, her türlü namussuzluğu, şerefsizliği yapabilirler.
Cenab-ı Hakk (c.c.) bunların şerrinden korusun. Bunlara hiç fırsat vermemek, rezilliklerini teşhir ettikten sonra rütbelerini söküp suçu sâbit olanları acımadan cezalandırmak lâzımdır.
Şerefli, kahraman
Türk Ordusu, her zaman
Türk Milleti'nin başının tâcıdır.
Lâkin, insanlık dışı, yüz karası, darbeci yamyamlara karşı çıkmamız lâzımdır.