Şu hakikati Alevî canlarımızı istismar etmek isteyen herkesin bilmesi lâzımdır: Alevîlik, İslâmiyetin dışında ayrı bir din değildir. Alevîlik, İran, Irak Şiîliği'nden ve Suriye Nusayriliği'nden tamamen farklıdır. Şiî mezhebinin mutaassıp kaideleri ile Türkiye Alevîliği'nin hiçbir alâkası yoktur. Alevîlik, katı kurallarla kurumlaştırılmış bir mezhep değil, gönülden gönüle ulaşmış bir 'yol'dur (tarîk). Bu sebepledir ki, Alevîlik 'Bektaşi Tarikatı' ile birlikte gelişmiş; Horasan Alperenleri'nden Hacı Bektâş-ı Velî Hazretleri de, Alevîlerin rehberi olmuştur. Alevî deyişiyle, 'Mürşit' Hz. Muhammed (s.a.v.), 'Pîr' Hz. Ali (k.v.), 'Rehber' ise Hacı Bektâş-ı Velî'dir (k.s.).
Alevîlerin İslâm inancına göre İslâm'ın şartları değişmez. Alevîler de kelime-i şahadet getirir, namaz kılar, oruç tutar, zekât verir ve Hacca giderler. Nasıl ki Sünnîler arasında ibadetini edâ etmeyenler varsa, Alevîler arasında da vardır. Alevîler, câmiye ilâve olarak bir nevi dergâh olan Cemevi'ne de giderler. Esasen, 'cem' de bir ibadet değil, bir 'zikir'dir. Alevîler, 'cem âyini'nde, Allah, Muhammed, Ali ve Ehlibeyti zikrederler. 'Cami- Cemevi' tartışması, ayrılıkçıların uydurduğu sunî bir meseledir. Aslında, Müslümanlar her yerde ibadet edebilirler, Cemevi'nin ibadethane olarak kabul edilip edilmemesi, Müslüman Türk toplumunun ayrılık sebebi yapılamaz.
Alevîlerin tamamına yakın kısmı (yaklaşık yüzde 95'i) Türkmen'dir. Orta Asya'dan getirdiğimiz Türk geleneklerinin yaşatılmasında Alevîlerin büyük katkısı olmuştur.
Alevîler, hiçbir şekilde 'dinî' ve 'etnik' azınlık değillerdir. Her devirde, bu milletin ve vatanın gerçek sahipleri arasında olmuşlardır.
Onlar bizim canımızdır...
***
Alevîler canımızdır ama son aylarda kendi iğrenç menfaatleri için
'cân' ile
'cânan'ın arasını açmak isteyenler var.
Evvelâ,
AB çevreleri
Alevîleri 'dinî azınlık' olarak tanımlayarak
Türkiye'yi
Lozan tartışmasına yeniden çekmek istediler. Daha sonra
Türk milleti arasına nifak sokmak isteyen mihraklar,
Alevîliği İslâmiyetin dışında ayrı bir din olarak göstermeye çalıştılar. Her iki iblisâne teşebbüs de bizzat
Alevîlerin ittifak hâlinde tepkisiyle karşılaştı ve tesirsiz kaldı.
Şimdi de
'Cami-Cemevi Projesi'ni bahane eden şiddet taraftarı göstericiler
Alevî canlarımızı sokağa dökmeye çalışıyorlar.
Türkiye'de
Alevîlerin çoğunlukla
CHP'ye oy verdiği ve
CHP'yi desteklediği söylenir. Siyasî tercihleri ne olursa olsun makbulümüzdür. Yeter ki hukuk dışı şiddet gösterilerine âlet edilmesinler.
'Alevîlik ayrı bir dindir' diyenlere bakınız; karşınızda marksist, materyalist ve ateist suratlar göreceksiniz.
Cami ile
Cemevi'nin beraberliğine karşı çıkarak
Alevîlerin Sünnîleştirilmeye çalışıldığını söyleyenlere bakınız; hiçbirinin ömründe bir defa bile
Cemevi'ne gitmediğini görürsünüz. Bütün dertleri
Türkiye'de huzursuzluk ve anarşi oluşturmaktır. Benim
Alevî canlarımın
PKK terör örgütüyle,
DHKP-C,
TİKKO gibi kokuşmuş komünist taşeron örgütlerle ne ilgisi olabilir?...
Bu ay sonundan itibaren başlatılması planlanan şiddet ve terör eylemlerinde yer almak, demokratik hakları kullanmak değil, açıkça
Türkiye'ye ihanet olacaktır.
***
Son olarak bir çift sözümüz var:
Birincisi
Alevî canlarımıza... Sakın dış çevrelerin ve ayrılıkçı odakların tahrikine kapılarak kendi vatanınızın millî menfaatlerine zarar vermeyiniz.
İkincisi de
CHP'ye... Sakın kendisini
Alevî militan gösteren, aslında din düşmanı olan teröristleri sokağa döküp yıkıcılık yapmaya çalışmayınız.