Türkiye'nin en iyi haber sitesi
HASAN CELAL GÜZEL

Görüşme süreci sonlanıyor mu?

Bir takım parlak ve cilâlı lafları bir yana bırakıp hakikî istihbarî bilgilere dayanan gerçekçi bir tahlil dinlemek ister misiniz?
1. Irkçı-bölücü terör örgütü, yaklaşık 30 yıl içinde binlerce şehit verilmesine ve onbinlerce vatandaşın hayatını kaybetmesine sebep olan insanlık dışı saldırılarda bulunmuştur.
2. Buna mukabil Başbakan Erdoğan, 2011 Eylülü'nden itibaren terörle mücadele yöntemlerini değiştirmiş ve 2012 yılı sonuna kadar uyguladığı etkili terör mücadelesiyle terör örgütü dağılmaya başlamış ve terörist sayısı 500 civarına indirilmiştir.
3. Örgütün dağılmak üzere olduğunu gören dıştaki ve içteki destekçileri, Başbakan Erdoğan'ı, terörle mücadeleyi durdurup 'Görüşme Süreci'ni başlatma konusunda ikna etmişlerdir. Erdoğan da bir an önce 'akan kanın durdurulması' mantığıyla süreci başlatmıştır.
4. Halbuki, defaatle yazdığım gibi, birkaç ay daha beklenseydi terör örgütü kendiliğinden tasfiye edilmiş olacaktı. Ayrıca, teröristbaşının muhatap alınarak görüşmelerin yapılması da fevkalâde yanlış olmuştur. Bu arada, toplam nüfusun büyük ekseriyeti de küstürülmüştür.
5. Görüşme Süreci'ni suistimal eden terör örgütü tekrar güç kazanmaya çalışmış ve terörist sayısını 2700'e çıkarabilmiştir. Silâh bırakma ve Türkiye'den ayrılma konusundaki taahhütleri yerine getirilmemiş; bırakınız iddia edildiği gibi yüzde 20'lik grubun ayrılmasını, bilâkis Türkiye'deki terörist sayısı arttırılmıştır.
6. Bu durumda, Kandil'in, 1 Eylül'de çekilme sözünden vazgeçtiklerini açıklaması, sadece trajikomik bir beyandan öteye bir anlam ifade etmez.
7. Son noktada, siyasî iktidar da, PKKKCK- BDP ve teröristbaşı'ndan meydana gelen 'Şer Cephesi' de görüşme sürecinin sonlandırılmadığını beyan etmektedir.
Görüşme Süreci'nin değerlendirilmesini siyasî iktidar ve Şer Cephesi açısından yaparsak şu neticelere ulaşabiliriz:
Siyasî İktidar Bakımından:
1. Siyasî iktidar
ve Lider Erdoğan, terörle mücadeleyi etkili şekilde yapabildiklerini; bu mümkün olmadığı takdirde, terör örgütünü kolayca tasfiye edebileceklerini göstermişlerdir.
2. Erdoğan ve ekibi, terör sorununun çözümünde çatışmasızlıktan yana olduklarını ve iyi niyetlerini, başta Güney Doğu halkı olmak üzere herkese ispat etmişlerdir.
3. Bunu yaparken, Güney Doğu'daki oylarını arttırmışlar fakat Türkiye genelinde riske girmişlerdir.
4. Başbakan Erdoğan'ın, Türkiye'nin ve Türk Milleti'nin birliği ve bütünlüğü konusunda en ufak bir tâviz vermemiş olması çok önemli bir vakıadır.
5. İktidar cephesi, yeniden terör saldırılarının başlatılması konusunda hazırlıklıdır ve kendisine güvenmektedir. Böyle bir gelişme olsa dahi, bunun bölge halkı tarafından tasvip edilmeyeceğini bilmektedir.
Şer Cephesi Bakımından:
1.
Görüşme süreci sayesinde terör örgütü yok edilmekten kendini kurtarmış ve bir dereceye kadar yeniden eylem gücü kazanmıştır.
2. Görüşme sürecini istismar edip sempatizanlarına 'zafer' sinyalleri gönderebilmiş ve örgüt propagandası yapabilmiştir.
3. Uluslararası platformda kendisini 'taraf' statüsünde gösterebilme konusunda mesafe kat etmiştir.
4. Bölgede geçici alan hâkimiyeti kurma konusunda atakta bulunmuştur.
5. Ancak, bütün şantaj ve ısrarlarına rağmen, Hükûmetten herhangi bir anayasal ve hukukî tâviz koparamamıştır.
6. Şer Cephesi, görüşme süreci sona erse de, tekrar terör saldırılarını başlatmakta ve dayatmada bulunmakta başarılı olamayacaktır. Bu durumda, Başbakan tâviz vermediği ve kararlı tutumunu davam ettirdiği takdirde, Türkiye'nin terör meselesi ikinci önceliğe düşecektir.

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
SON DAKİKA