1967'de Siyasal Bilgiler Fakültesi öğrencisi ve 'Hür Düşünce Kulübü' Başkanı iken, ünlü Reader's Digest Dergisi'nden 'Nasıl bir şehit yaratılır? (How to make a martyr)' adlı bir makaleyi tercüme ederek yayınlamıştım. Makalede, marksist militanların kasten bir mensuplarını öldürttükleri ve bunu önlerine alarak nasıl istismar ettikleri anlatılıyordu. Bizim '68 Kuşağı'nın marksist militanlarının gözleri de o derece kararmıştı ki, bazı olaylarda kendi arkadaşlarını öldürüp 'Ülkücüler öldürdü' diye istismar etmişlerdir. Bu olayların en tipik örneği Mustafa Kuseyri cinayetidir.
***
Paris'te katledilen
PKK'nın kasası
Sakine Cansız ve iki terörist arkadaşının cinayet haberi duyulunca,
PKK-BDP'liler ve onların medyadaki temsilcileri, hemen
Türkiye'yi ve devleti suçladılar.
BDP Genel Başkanı Demirtaş, öldürülen teröristler için düzenlenen
Paris'teki gösterilere katılarak
'Doğrudan Sayın Öcalan'a yapılmış bir suikasttir' dedi.
BDP Eş Genel Başkanı Kışanak ise, daha da ileri giderek Hükûmeti suçladı ve
'Bu cinayet, bu katliam aydınlatılmadığı sürece, birinci olağan şüpheli AKP Hükûmetidir' dedi.
Olaya en doğru teşhisi
AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Çelik koydu.
Çelik,
'Yapılış şekline bakılırsa bu PKK'nın iç hesaplaşması gibi görünüyor' dedi ve bu doğru teşhise
PKK-BDP'liler ile medyadaki hempaları ateş püskürüp
Çelik için hiç sıkılmadan ağır tenkitlerde bulundular.
***
PKK-BDP, bu olayı, tıpkı benim yarım asır önce tercüme ettiğim marksist propaganda taktiklerine göre bol bol istismar ederek kullandı.
Diyarbakır'daki cenaze törenini bir gövde gösterisi hâline dönüştürüp militanlarıyla, posterleriyle, bayraklarıyla örgüt propagandası yaptılar. Bir yandan da bölgedeki
Kürt kardeşlerimizin acıma duygularını sömürerek kanlı tezgâhlarına sempati kazandırmaya çalıştılar.
Bizim
PKK'sever medyamız da
Diyarbakır gösterisini öve öve bitiremedi.
***
Şimdi işin aslı ortaya çıktı.
Fransız savcılığı ve güvenlik kuvvetleri, bunun bir
'iç hesaplaşma' olduğunu ve
PKK'lı kadınları öldürenin, bizzat
PKK'lı şoförleri
Ömer Güney olduğunu açıkladı. Böylece, bu cinayetin bir
PKK oyunu olduğu ve
PKK tarafından işlendiği kabak gibi ortaya çıktı.
Ben bu konuda daha fazla yorum yapmayıp,
BDP Genel Başkanı Demirtaş'ın olayla ilgili ilk açıklamasını aynen yayınlıyorum:
'Hiçbir devrimciye böyle alçakça, namertçe saldırılmaz. Bu şekilde infaz, Kürdistan'ı, Kürtleri sömürenlerin ne kadar aşağılık olduğunu gösteriyor.'
El hak
Demirtaş, bu defa doğru söylüyor...
Kürtleri sömürenler, son derece aşağılık mahlûklardır ve onlara
PKK'lı deniliyor...
Şu soruyu sormak artık hakkımızdır:
Şimdi hiç utanmıyor musunuz?...