Bugün sütunumda Başbakan Erdoğan'ı büyük memnuniyetle misafir ediyorum. Aslında, son iki haftada, görüşme sürecinin erken başlatılmasından dolayı çok üzgündüm. PKK tam dize getirilecekken iki ay daha beklenmemesi ve Teröristbaşı'nın muhatap alınarak Kürt kardeşlerimizin temsilcisi yerine konulması doğru olmamıştı. Niyet hâlisti ama yöntem yanlıştı.
Lâkin, Başbakan Erdoğan'ın Gaziantep ziyareti sırasında Nizip'teki konuşması, mahzun milletimizin yüreğine su serpti. Bu tarihî konuşmasında Başbakan, 'Kürt sorunu diye bir şey tanımıyorum' haykırışıyla terör örgütünün iç ve dış destekçilerinin heveslerini kursaklarında bıraktı.
***
Başbakan Erdoğan, milletimizin yüzde 98'inin hislerine ve mantığına tercüman olarak şunları söylüyor:
"Bazıları rahat durmuyor... Makamsa makam, milletvekilliğiyse milletvekilliği, parlamentoya da giriyorsun, cumhurbaşkanı da oluyorsun. Ne istiyorsun? Rahat ol... Tutturmuşlar:
'Kürt sorunu'.
Ben Kürt sorunu diye bir şey tanımıyorum. Kürt kardeşimin sorununa evet, Kürtçülüğe hayır!...
Bizde ayrımcılık yok, aslâ olmayacak... 780 bin kilometrekarelik vatan topraklarında bayrağımıza alternatif üretmek isteyenler, karşılarında
AK Parti İktidarı'nı bulurlar. Zira bu bayrak, rengini şehidimizin kanından almıştır.
'Tek Millet, Tek Bayrak, Tek Vatan, Tek Devlet' dedik. Bu vatan,
Kürdüyle,
Türküyle,
Lazıyla,
Çerkeziyle,
Zazasıyla,
Romanıyla,
Arabıyla hepimizindir.
Kürt kardeşimi seviyorum ama Kürtçülüğü reddediyorum...
Biz ret politikalarına
'hayır' dedik; inkâr politikalarına
'hayır' dedik; asimilasyona
'hayır' dedik; tüm yaradılanları yaradandan ötürü sevdik.
Kürt kardeşime de
Türk kardeşime de
Arap kardeşime de eşit mesafedeyim. Hepsinin güvencesi biziz. Çünkü biz sizi
Allah için seviyoruz.
Olay bu... Etnik milliyetçiliğe hayır, bölgesel milliyetçiliğe hayır, dinsel milliyetçiliğe hayır!...
Biz bu ülkede, birliğin, beraberliğin sigortasıyız."
***
Erdoğan'ın bu tarihî konuşmasının her kelimesine katılıyor,
O'nu candan alkışlıyoruz.
Yüce Allah O'ndan razı olsun...